
Ozan İlter
Evvel zaman içinde, âhir zaman gölgesinde, Ata’mın diyârında öyle bir devir gelmiş idi ki adalet terazisi kırılmış, divan defterleri rüşvetle lekelenmiş idi. Padişah efendimiz tahtında pek muteber oturur iken vezirlerin sofralarında Nemçe kâfirinden midir, yoksa Frenk gâvurundan mı bilinmez, ejder meyvesi, altınla bezenmiş inci kebaplar gezmekte idi. Bu vezirler ise rüşveti keseye almaz, gümüş tabaklarla alırlar, kazançları ile Galata’nın Karayip semtine hanlar inşa ettirirdi.
İşte bunlar yaşanır iken İslambol’un Saraçhane semtinde bir kabadayı belirdi. Kendine Şimşek Eşkıyası diyen bu deyyus “Adaletin şimşeği çakmaz ise zulmün bulutu kalkmaz!” diyerek ahaliyi de kendi safına çekerdi. Başta sancak beyliğine talip olduğunu düşünerek sus payı olarak Şimşek Eşkıyası Pikaçû’ya Teke Sancakbeyliği’ni önerdiler. Baktılar ki kabul etmiyor, şehzadelerin şehri Manisa’yı bile gözden çıkardılar. Hatta kapıkulu maaşı bağlamaya çalıştılar. Fakat Pikaçû bunların hiçbirini kabul etmedi. Kendi davasından başka bir yere avdet eylemedi.
Her hafta, cuma selâsından sonra, Saray-ı Hümâyûn’un önüne gelip yüksekçe bir taşın üzerine çıkıp halkı celbederdi. Kendine eskimiş bir çanak minber edinmişti. Nidâsı cümle İstanbul’u çınlatırdı:
Hak, Hukuk, Adalet!
Kalabalık kımıldar, bazıları besmeleyle ellerini açar, bazıları “Bu devran dönmez!” diye gürlerdi. Saray durur mu? Divan-ı Hümayun’un alt katında görevli “Yeniçeri Nezâreti Dijital Müdahale Ocağı” hemen harekete geçerdi.
“Bre mel’un! Pâdişâh-ı âlem-penahın voltajını düşürmek ne cür’et! Sübvansiyonsuz laf etmek ne haddi aşmışlıktır! Seni yakalayıp bostancı ağasına teslim edelim de ibret-i nâs olasın!” derlerdi.
Lakin Pikaçû kavi idi, çevik idi. “Şimşek hücumu!” nidâsıyla bir sağa sıçrar, bir sola kıvrılırdı. Bir kubbenin üzerinden öbür minareye zıplar, göz açıp kapayıncaya dek gözden kaybolurdu. İki yol var idi önümüzde: Ya bu pâdişâhı kendine getirip akl u izan ile doğru yola sevk etmek yahut bu harâma, bu ağır vergilere ve bu zulme alışarak Pikaçû’nun da bir gün alışmasını beklemek…





Yorum bırakın