Gençler, gideceğiniz bir yer var mı; yoksa sadece gidiyor musunuz?
Yolda – Jack Kerouac

Hapsolmuş Duygular

,

Okuma Süresi

1–2 dakika

İnsanların hislerini yansıtamaması özgüven eksikliğinden, geçmişte yaşadıkları tecrübelerden veya duygularını içlerinde yaşamanın daha kolay gelmesinden kaynaklanabilir. Bazı insanlar bunu bir kaçış yolu olarak görür. Duygularını ifade etmek yerine, onları iç dünyalarında yaşamayı tercih ederler.

Bir insanın sevdiği birini hissettirmeden kendi içinde yaşaması aslında bir tür korkaklık sayılabilir. Hem seviyorsun hem de kaçıyorsun! Ancak burada önemli bir etken de reddedilme korkusudur. Kimi zaman kişi, karşı tarafla arasında bir şeylerin yaşanmayacağını düşündüğünden sevgisini içinde büyütür. Bu sevgi zamanla ya güçsüzleşerek yok olur ya da daha da alevlenir. Bazen anlık bir cesaretle duygularını dile getirebilir.

Birini içten içe sevdiğimiz dönemlerde o kişiyi sık sık düşünmesek de zihnimizin bir köşesinde ona yer veririz. Onunla ilgili düşler kurmak, aslında onu arzuladığımızın bir göstergesidir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta, hayal ettiğimiz kişinin gerçekte nasıl biri olduğudur. Eğer karşımızdaki insanı tanımadan sadece zihnimizde bir karakter oluşturursak gerçekle yüzleştiğimizde hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Bu yüzden düşler kurmadan önce karşımızdaki insanı gerçekten tanımak önemlidir.

Sonuçta hayal dünyasında yaşamıyoruz. İnsan bazen zihninde kurduğu senaryolara kendini fazlasıyla kaptırabilir ve bu da onu derin bir hayal kırıklığına sürükleyebilir. Bunun yerine önce iletişim kurmak, karşı tarafı tanımak ve onu gerçek yönleriyle görmek daha sağlıklı bir yol olacaktır.

Unutmayın ki reddedilmek utanılacak ya da özgüven kaybına neden olacak bir durum değildir. Hayatın bir parçasıdır ve herkes bunu deneyimler. Belki de yıllar sonra sizi reddeden kişi pişman olacaktır ama son pişmanlık fayda etmez. Reddedilmek dünyanın sonu değildir, önemli olan kendinizi değiştirmeye çalışmadan olduğunuz gibi kalabilmektir. Sırf birinin kriterlerine uymak için kendi kimliğinizden ödün vermek, ileride daha büyük pişmanlıklara yol açabilir.

Duygularınızı yansıtmaktan korkmayın. Hislerimiz bizim kontrolümüzde değildir, aniden gelişebilirler. Fakat onları ifade etmek bir suç değildir, tam aksine insan olmanın doğal bir parçasıdır.

İrem Günerkan

Yorum bırakın