
kanlar ki akar gözlerimden şifasızlığın muhtevasında
sustukça kuruyan dudakların arasından yol bula bula
yıkıldıkça yıkılan bir enkazın en alt katındaysam ne var
göz kapaklarımın içinde bekleyen güzel
insaf beklenmez senden, bilirim
çünkü ruhsarından imal edilir en keskin kılıçlar
kanlar ki akar bulduğu her oluktan, barajlardan beter
yıldıkça yılan yılkı atlarından öğrendim hürriyeti
başıboşluk ile başıbozukluk arasında gidip gelen
bozkırın sonsuz ufkunda, afitap ile yarışın sonunda
çatlayan ruhumun ateşinde kavrulsun helvalarım
duydum, pek kallavi bir huzur getirmişler sana
fedai olmanın hükmü mü feda olmak huzurunda
yerim yurdum aynı mezarın altıdır hâlâ bilirsin
bir duanla belki göğsümde bir çiçek yeşertirim
aşinayız bir kılıç darbesiyle akacak yeşilliklere
âşıklarmış can veren meğer nigârı yaşatmaya
bin can borç aldım kalubeladan
bini de senindir gecemin ufkunda
zebanilerle takışmak evladır senin hüznünden
duydum, pek kallavi bir huzur getirmişler sana
fedai olmanın hükmüdür feda olmak huzurunda
Ekrem Müftüoğlu






Yorum bırakın