
Zeynep Özlük
Bazı insanlar gündüzün aydınlığında doğar, bazılarıysa gecenin içinden gelir. Howard Phillips Lovecraft, 20 Ağustos 1890’da Rhode Island’ın sessiz semalarında, Güneş Aslan burcundayken dünyaya geldi. Bu konum, yazarı sahneye çağırır ama bu sahne, tiyatro perdesi değil; kozmik bir uçurumdu. Aslan Güneş’in yaratıcılık ateşi, Lovecraft’ın kaleminde karanlığı aydınlatmak yerine, onun içindeki yıldız tozlarını parlatmayı seçti.
Kelimelerin Mimarı: Merkür Başak
Merkür’ü Başak’ta, üstelik yöneticilikteydi. Bu, kelimelere cerrah titizliğiyle dokunan, kelimeleri bir heykeltıraş gibi yontan bir zihin demektir. Lovecraft’ın cümleleri tıpkı mikroskop altındaki bir deney gibi çalışır: her sözcük yerli yerindedir. Kaosu anlatırken bile düzen arar; korkunun bile mantıklı bir sistemi olmalıdır onun evreninde. Başak Merkür’ün soğukkanlı zekâsı, Aslan Güneş’in sahne ışıkları altında bile disiplinden şaşmaz.
Ay Terazi ve Duygusal Gelgitler
Ay’ı Terazi’de, yanına Uranüs’ü almış. Bu, huzur arayan ama hiçbir yerde tam bulamayan bir ruhun işaretidir. Güzelliği sever ama dengeyi korumakta zorlanır. Uranüs’ün getirdiği sarsıntılar, onu duygusal olarak hep biraz “öteki” yapmıştır. Üstelik Ay, Yengeç’teki Chiron’dan yara alır; köklerinden, aileden, ait olma duygusundan yaralıdır. Belki de o yüzden Lovecraft hikâyelerinde “insanlık dışı” varlıkları anlatır: çünkü dünya ona hiçbir zaman tam anlamıyla “ev” gibi hissettirmemiştir.
Venüs Terazi: Gotik Zarafet
Venüs’ü de Terazi’de, yöneticilikte. Estetik duygusu zarif, dengeli, hatta aristokrat bir çizgideydi. Ancak bu zarafet, loş ışıkta parlayan bir güzellikti. Venüs’ün Neptün ve Plüton ile açısı, ona hayal gücüyle sezgiyi birleştiren nadir bir vizyon kazandırdı. Bu açı, “sanatla para kazanma” potansiyelini de gösterir; ne var ki Lovecraft bunu yaşarken değil, ölümünden sonra deneyimledi. Mars-Yay karşıtlığı ise bu zarif yapının altına yerleştirilmiş bir volkan gibidir: zaman zaman taşan öfke, fikirlerde fanatiklik, inançlarda uç noktalar…
Kaderin Dersleri: Ay Düğümleri
Güney Ay Düğümü Yay, Kuzey Ay Düğümü İkizler… Lovecraft’ın ruhsal yolculuğu, “büyük hakikatlerin” peşinde koşmaktan, somut gerçekleri gözlemlemeye evrilmeliydi. Ancak o, bilimin ve mantığın sınırlarını aşıp yeniden mitolojiye dönmeyi seçti. Belki de bu nedenle onun hikâyeleri, bilimin ve mistiğin; aklın ve deliliğin aynı potada eridiği metinlerdir.
Lovecraft’ın doğum haritası, bir yazarın sadece mürekkep ve kâğıtla değil, yıldız tozuyla da yazabileceğini gösteriyor. Güneş Aslan’ın gururlu ateşiyle, Ay Terazi’nin kırılgan terazisinde denge aradı. Merkür Başak’ın titizliğiyle kelimeleri mühendis gibi ördü; Venüs Terazi’nin zarafetiyle onlara estetik bir biçim verdi. Ama Chiron Yengeç’in derin yarası hep satır aralarında kaldı: yalnızlık, aidiyet korkusu ve insanın evren karşısındaki çaresizliği.
Kimi insanlar doğduğunda gökyüzü bir hikâye yazar. Lovecraft’ın gökyüzü karanlık bir masal anlatıyordu; ama o, o karanlıktan yıldız doğurmayı başardı.
Astrolojik Not
Güneş Aslan → Yaratıcı otorite, “evrenin yazarı” figürü.
Merkür Başak → Sistemli zihin, düzenli anlatı.
Ay–Uranüs Terazi kavuşumu → Duygusal gelgit, alışılmadık duygusal yapılar.
Chiron Yengeç → Ait olma ve aile yaraları.
Venüs Terazi → Estetik sezgi, sanatla kazanç potansiyeli.
Neptün–Plüton kavuşumu, Venüs üçgeni → Bilinçdışı temalar, sanatsal derinlik.
Mars-Yay karşıtlığı → İçsel çatışmalar, ideolojik gerilim.
GAD Yay – KAD İkizler → Büyük anlamlardan günlük gerçeğe inme dersi.





Yorum bırakın