
Abdullah Emre Aladağ
çaputlanmış bir ağaçsın şimdi
dört duvarın adını alev koymuşlar
nice dualar kül oluyor dallarınla
alaz tozunda bakılıyor karanlık fallar
bürkütlenmiş kanatların vadinin tepesinde
yırtıcı kuş gözünden nazar sekermiş
hangi orman, hangi vadi muallak şimdi
zelzele kopuyor toprak ana bağrında
dayanılmaz hafifliyor krampları hiçliğin
yenik bir filozofa ölüyorum oyumu
bir daha güzelinden yenilmek için...
inadım ki, zülkarneyn kudreti,
dağlık arazi, keçi toynağı
benden halk eder mi hiç
ölümcül şeytanı?
saçma derler mi adıma
yine şiir yazarsam?
kafamda sonsuz delik
bir fıçı delilik sakladım oysa
zor günlerde, bağlamsız
şimalsiz kalırsam şayet
doğrarım mısraların
kutsanmış nefesini
şiir ölür ve yıkılır tabunun şairi
put kıldığı her dizeye azap kılsa
takılsa cehennem zakkumlu dalları
vahşet vadisi ve kargaşa deseler
kızarsa toprak ana, ateş olsa
bin yanmış kırbaç vururlar bana
öyle ya...
kötü bir şiir yazmak
hakarettir insanlığa
boktan kafiyeler yüzünden
gerin lan beni çarmıha
şiirin kötülüğü adına
sövün bana
unutulmuş ve unutulacak
tüm şairler adına
okuyuverin bari
kısadan bir fatiha






Yorum bırakın