
Nasıl anlatılır yaşanan bunca zelzele
Bir asırdan fazladır onur nişanesi taşıyoruz
Göğsümüzde hançerler, mezar başında süngüler
Rüzgâr eser Conkbayırı’ndan, yankılanır hüznüyle,
Bir yiğidin son nefesi çarpar toprak anaya.
Gökyüzü titrer, şafak sökmeden
Bir çift göz yanar karanlık içinden.
Bir Paşa çıkar, inletir yeri göğü
Yakar çakmak gözleriyle dünya denen döngüyü
Nasıl anlatılır bunca fırtına, bunca yangın?
Dalga dalga yükselirken ateş, yere indi gök
Bir bayrağa kan olmak şevkiyle.
Bir avuç yiğit, koca dünyaya meydan okurken
Şehit düştü lakin bak yerinde Çanakkale!
Siperlerde yankılanır ecdadın sesi,
“Ölüm varsa, korku bize haramdır,
Mesele vatansa, ölmek bize yârdır!”
Bir bayrak, bir dua, bir son nefes,
Kan olur düşer mavi denize.
Kırıldı namlular, çöktü dev ordular,
Gök kırmızı, deniz al, toprak kan kokar,
Sancağın düştüğü nerde görülmüş yere?
Cephede dostlar görünmüş, mevziye düşman gömülmüş
Alçaklar gelir sis içinde, mertçe görünmez
Bağırır Anafartalar’dan yankılanan bir ses,
Bir millet ki toprağa düşer ama diz çökmez.
Yükselir ay yıldız, selam durur gökler,
Eğilmez başlar, durmaz Türk’ün neferi
Bilir o Avrupalılar, Türk’ün direnişini!
Deniz mavi, toprak al, gök yankılar şanını
Kahraman Türk, vermez kimseye toprağını!
Varlığımın adı Türk, yıkılmaz bir kale
Unutulmaz ebediyen: Geçilmez Çanakkale!
Şair: Ayşegül Erciyas
Düzenleyenler : Ekrem Müftüoğlu
M. Fatih Dur






Yorum bırakın