
Kendimi olmak istediğim yerlerde bulamadan o çok istediğim çıtaların ardından bakamadan geçirdiğim bir ömür olacak kabusuyla uyuduğum her ay ışığım.
Seninle tanışmadan var olacak bir milyon adımım.
Korkusuz birer meleğin yarattığı o koca çiftlikten kaçan ilk iki kırlangıçmışız, aslında göçe vurmuşuz, gittik sanmışlar.
Anlatamadığım bir ve iki her şey onsuz kararlar, var olmaya yaklaşan her bir ihtimalin sebebi arkasına saklanan korkak olanlar.
Ritimden uzak, birkaç kasılmaya bir o kadar yakın bir kovan isim.
Apartmanın girişine asılı o tabeladan korkmuş avludaki güllere bakamamış bir avuç insan.
Farklı rotalarda aynı yola sahip çıkan iki milyon bağcık.
Kaçtığı güneşin var ettiği gölgede soluklanan o dakikaların sahibi.
Durup düşünse her bir kelimesini sırtında hissedecek, en sonunda kendinden daha büyük yüküyle bir kenardan bucaksızlığa bakacak mesela.
Umarız ki o sırtındaki yükün var ettiği gölgede huzuru bulacağına inanarak devam etme çabasında kalır.
Dualarımız onunla, bulamadığında sürükleneceği boşluktan çekeceğiz onu.
En azından buna inanmasını bekleyeceğiz.
Korkusuz var olmasını, hikayelere sarılmamasını ummak ahmaklık olurdu.
Var ettiği dünyada sıkışıp kalmakmış son dileği.
Varsın öyle olsun, yeterince yoruldu ipek böceğim.
Yösi Rıhtım






Yorum bırakın