Gençler, gideceğiniz bir yer var mı; yoksa sadece gidiyor musunuz?
Yolda – Jack Kerouac

BİR BEN, EŞİK

,

Okuma Süresi

1–2 dakika

Yösi Rıhtım

Bir yola çıkıyorsun, ama ne çok istemişsin o yola çıkmayı! Aklın bir türlü ayrılmamış ordan.
Suyunu, haritanı kapmışsın, tam yola koyulacaksın; yıllardır giydiğin o ayakkabı vurmaya
başlamış ayağına bir türlü giyememişsin, yeni ayakkabı da almak da içinden gelmemiş öyle
basamaktan öte duran kapıya bakakalmışsın. Aralık pencereden içeri alacaklı misali dalan soğuk
sırtından ittirmiş seni; gider gibi yapmış, askıdan hemen sırtına bir şal atıvermişsin. Nefeslerin
kısa kısa yetmemiş derince çekmişssin içine, toz deterjan kokusu burnun ta arkasına ulaşmış,
yüzünde mimik oynamamış, yalnız burnunun gerisinde , gözlerinin arasında kalan bölge
sızlamış inceden.
Mevsimler bulanmış; gece yağmur yağmış, sabahına ise yerlerde karlar birikmiş. Öten kuşlar,
çıtırdayan yaprakları düşürmemek için yavaşça konarmış. Basamaktan ileri attığın bir adımda,
dışarıdan bekleyen patilinin kuyruğu heyecandan kapıya çarparmış. Uzandığın kapı kolu bir
anda elinden kaçmış önündeki paravan da geri çekilmiş, sırtından vuran rüzgar bir artıp bir
azalıvermiş.
Eşiğe doğru bir adım daha atmışsın. Artık kaldığın yerin, döndüğün yere dönüştüğü yerdesin.
Hayatının ilk on sekiz yılına eşlik eden şefkatli lavanta kokusu şalını görüp gülümsüyor, ayağını
acıtan ayakkabılar yerine yenisini koyuyor.
Ve nihayet, adımların seni o eşiğin ötesine taşımış. İçindeki tereddüt yerini hafif bir huzura
bırakmış, rüzgar sırtını okşayarak sana yol gösteriyor. Yüreğin daha tam hafiflememiş ancak o
da duruma ayak uyduruyor.
Belli ki hayatının ardında bıraktığın tüm aitlikler, sessizce seni kendi müzende bekliyor olacak
İyi şanslar.

Yorum bırakın