
Sadık Uzun
Her şey bir araya gelir, parçalanmış bir düzende,
Boşluğun ve anlamsızlığın dansında.
Zamanın kanlı şehveti, bir yalanın ötesinde,
Sonsuz bir sessizlik, bir şairin çığlığında.
Dada’nın kısırlığı, her şeyin çatlak noktası,
Karmaşık bir yapbozun dağılmış parçaları.
Rastgele kelimeler, anlamsız bir melodi,
Ve her nota, bir öncekini çiğner, soğuk bir kargaşa.
Sonsuz boşlukta, bir kuytunun ötesinde, evi Nepal’de
Varoluşun acımasız kucaklayışı.
Her form, çürüyen bir düş gibi,
Ve her doğuş, yeni bir yıkımın sınırında.
Kafiyeler, birer kuru kalemle çizilmiş,
Sözlerin darmadağın hikayesi.
İçsel bir kaos, dışsal bir yokluk,
Ve her düşünce, absürdün şiddeti
Karanlık bir gökyüzünde, yıldızlar kaybolur,
Ve düşler, birer renkli parçacık gibi savrulur.
Bir arada, bir karmaşada,
Her şeyin yokluğunda, anlamın ötesinde, bir bulmacada






Yorum bırakın