Gençler, gideceğiniz bir yer var mı; yoksa sadece gidiyor musunuz?
Yolda – Jack Kerouac

TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETLERİ (1975-1977)

,

Okuma Süresi

24–36 dakika

Zeynep Şevval Orhan

Öz:

1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımı 19.yy. itibariyle Türkiye’de de yükselişe geçmiş ve Türk demokrasi tarihinde milliyetçi hareket gerek siyasi partilerin ideolojisi olarak gerek hükümetlerin eksenini belirlemek noktasında önemini korumuştur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri arasında milliyetçilik ilkesi yer almış, akabinde iktidara gelen Demokrat Parti de milliyetçilik vurgusu yapmaktan geri durmamıştır. Kıbrıs Krizi’nin ortaya çıkması milliyetçi duyguları körüklemiş ve milli bir mesele haline gelerek iktidar ve muhalefetin aynı çizgide olmasını sağlamıştır.

Kıbrıs Krizi ile gündeme gelen ABD başkanı Johnson tarafından İnönü’ye yazılan meşhur mektubun da etkisiyle milliyetçi harekette artış görülmüştür. 1968 yılında Avrupa’da gerçekleşen öğrenci olayları ile sol hareket aksiyoner bir tavır takınmış ve güçlenmiştir. Üniversitelerde milliyetçi hareketi savunan öğrenciler, sol harekete bağlı öğrenciler ile çatışma içinde olmuştur.

Yükselen milliyetçi hareketin akabinde Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi, Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel başbakanlığında bir araya gelerek Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni kurmuştur. Milliyetçi Cephe ilk olarak 1975 yılında iktidara gelmiş, 1977 yılında 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti olarak ve 1979 yılında Örtülü Milliyetçi Cephe isimleriyle iktidara gelerek ülkeyi yönetmiştir.

Ortanın solu hareketini başlatan ve 1970’li yıllarda yükselen sol hareketin öncüsü olan Bülent Ecevit’e karşı tepkiler gösterilmiştir. Milliyetçi Cephe Hükümetleri sol harekete ve Ecevit’e karşı yükselmiş olan tepkilerin siyasal yansımasını üstlenmiştir.

Anahtar kelimeler: Milliyetçi Cephe Hükümetleri, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Güneş Motel Hadisesi, Turhan Feyzioğlu, Necmettin Erbakan

Abstract:

The nationalist movement that emerged with the French Revolution of 1789, 19th century. In the history of Turkish democracy, the nationalist movement has maintained its importance both as the

ideology of political parties and in determining the axis of governments. The principle of nationalism was among the principles of the Republican People’s Party, and the Democrat Party, which came to power afterwards did not hesitate to emphasize nationalism. The emergence of the Cyprus Crisis fueled nationalist feelings and became a national issue, ensuring that the government and the opposition were aligned.

With the effect of the famous letter written to İnönü by the US President Johnson, which came to the fore with the Cyprus Crisis, the nationalist movement increased. With the student events that took place in Europe in 1968, the left movement took an actionist attitude and became stronger. Students advocating the nationalist movement at universities were in conflict with students affiliated with the leftist movement.

Following the rising nationalist movement, the Justice Party, the Republican Trust Party, the National Salvation Party and the Nationalist Movement Party came together under the Prime Ministry of Justice Party Chairman Suleyman Demirel and established the Nationalist Front Government. The Nationalist Front first came to power in 1975, came to power in 1977 as the 2nd Nationalist Front Government and in 1979 under the names of the Covered Nationalist Front and ruled the country.

There were reactions against Bulent Ecevit, who started the left-of-centre movement and was the pioneer of the rising left movement in the 1970s. The Nationalist Front Governments undertook the political reflection of the reactions that had risen against the left movement and Ecevit.

Keywords: Nationalist Front Governments, Suleyman Demirel, Alparslan Turkes, Bulent Ecevit, Sun Motel Incident, Turhan Feyzioglu, Necmettin Erbakan

İçindekiler

Türk Demokrasi Tarihinde Milliyetçi Cephe Hükümetleri (1975-1977) 1

Öz 1

Abstract 1

Giriş 4

Anayasa Tartışmaları ve 1973 Cumhurbaşkanı Seçimi 5

1973 Genel Seçimleri ve CHP-MSP Koalisyon Hükümeti 6

Milliyetçi Cephenin Ortaya Çıkışı 7

Milliyetçi Cephe Hükümeti Dönemi Gelişmeleri 10

1977 Genel Seçimleri ve 2.Milliyetçi Cephe Hükümeti 14

Güneş Motel Hadisesi ve Ecevit Hükümeti 17

Sonuç 19

Kaynakça 21

Resmi Yayınlar 21

Gazeteler 21

Kitaplar ve Tezler 23

Giriş

27 Mayıs 1960 İhtilalı’nın akabinde yapılan yargılamalar sonucu eski Demokrat Partili(DP) milletvekillerine siyaset yasağının gelmesi 1960-1971 yılları arasında mecliste af sorunun sık sık tartışma yaratmasına sebep olmuştur. Demokrat Parti’nin siyaset sahnesinden uzak tutulması merkez sağda boşluk yaratmıştır. Bu boşluğu 27 Mayısçılarla görüş ayrılığı içerisinde bulunan emekli Orgeneral Ragıp Gümüşpala tarafından 11 Şubat 1961’de kurulan Adalet Partisi(AP) ile doldurulmuştur. 10 Ekim 1965 genel seçimlerinde partinin yeni genel başkanı Süleyman Demirel %52,9 oy olarak büyük bir başarı sağlamış, AP tek başına iktidar olabilmiştir.

Celal Bayar ve eski DP’li milletvekillerinin siyasal haklarını yeniden kazanması Türk siyasi tarihinde yeni bir sayfanın açılmasını sağlamıştır. Bu gelişmenin önemli sonuçlarından ilki, ‘’12 Mart Muhtırasının’’ resmen ifade edilmeyen nedenlerinden birisini teşkil etmesi, ikincisi ise Celal Bayar’ın da desteğiyle AP’nin bölünmesi sonucunda, Demirel bütçesine ret oyu veren 41 milletvekilinden 26’sının partiden ihraç edilmesinden sonra bazı senatörlerle birlikte Demokratik Parti’yi kurmalarıdır.1

1971’de siyasi partiler arasındaki gerginlik ve ayrışma artmış bu durum orduya da sirayet etmiştir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Milli Güvenlik Kurulu(MGK) toplantısında gelinmiş olunan noktayı şu sözlerle ifade etmiştir: ‘’Öğrenciler aşırı sola yöneldi, öğretmenler sol sendikalara kaydı. Öyle bir hata var ki memlekette, bundan ordu da etkileniyor. Ordunun içinde bir hareketlilik var, buna bir çözüm bulmak lazım.’’2 Genelkurmay Başkanı’nın da üzerinde durduğu üzere yükselen sol hareketin etkilerini orduda da görebilmek mümkündür.

12 Mart 1971’de verilen muhtıranın akabinde dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, istifasını Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a sunmuştur. Cevdet Sunay parti liderleri ile görüşmeler yapmış, parti liderleri karma hükümet kurulması yahut erken seçime gidilmesi şeklinde fikir beyan etmiştir. Görüşmeler neticesinde Cumhurbaşkanı, partiler üstü hükümet kurma görevini Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli Milletvekili Nihat Erim’e vermiştir. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün, ‘’Hükümet kurulması konusunda memleketi boşlukta bırakmaya niyetimiz yoktur.’’3 sözleriyle Erim Hükümeti’ni destekleyeceğini belirtmesi üzerine Bülent Ecevit CHP Genel Sekreterliğinden istifa etmiştir. Bu tavır İsmet İnönü’ye başkaldırı niteliğindedir. Nitekim İnönü, Bülent Ecevit ve destekçilerini partiden

1 Türkiye Büyük Millet Meclisi Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Raporu, Ankara, 2012, s.392.

2 Dilek Kırkpınar, ‘’12 Eylül Askeri Darbesi’nin Gençliğin Üzerindeki Etkileri’’, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, 2009, s.25.

3 Milliyet, 19 Mart 1971, s.1.

uzaklaştırmak amacıyla toplamış olduğu kurultayda Bülent Ecevit lehine oyların yüksek çıkması üzerine İnönü Genel Başkanlıktan istifa etmiş ve yeni Genel Başkan Bülent Ecevit olmuştur. İnönü siyasetin dışına itilmiş, CHP’de muhafazakar kanat Kemal Satır önderliğinde CHP’den istifa ederek Cumhuriyetçi Parti’yi kurmuştur. Kemal Satır’ın partisi 1 Mart 1973’te Güven Partisi ile birleşerek Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) adını almıştır.

Nihat Erim’in antidemokratik yollarla hükümeti kurması Süleyman Demirel’i rahatsız etmiş ve Süleyman Demirel Erim Hükümetinden desteğini çekmesi üzerine 3 Aralık 1971’de Birinci Erim Hükümeti istifa etmiştir. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, hükümeti kurma görevini tekrar Nihat Erim’e vermiş, 11 Aralık 1971’de İkinci Erim hükümeti kurulmuşsa da hükümet uzun ömürlü olamamıştır. Nihat Erim yeni hükümetin kurulmasını beklemeden istifa etmiş yerine vekil olarak Milli Savunma Bakanı Ferit Melen’i bırakmıştır.

Cumhurbaşkanı, bağımsız senatör olan Suat Hayri Ürgüplü’den hükümeti kurmasını istemiştir. Suat Hayri Ürgüplü bütün partileri kapsayan kabinesini Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a sunmuştur. Ancak yüksek komuta kademesinin tepkisi üzerine cumhurbaşkanı kabineyi reddeder. Bunun üzerine hükümet kurma görevi Ferit Melen’e verilmiş ve Melen Kabinesi 5 Haziran 1972’de güvenoyu almıştır. Hükümet bunalımı sürerken görev süresi dolmakta olan Cevdet Sunay’ın yerine gelecek yeni cumhurbaşkanı da yeni tartışmalara sebep olmuştur. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler yüksek komuta kademesi ve Cevdet Sunay tarafından cumhurbaşkanı yapılmak istense de Süleyman Demirel engel olarak Oramiral Fahri Korutürk’ün cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamıştır.

Anayasa Tartışmaları ve 1973 Cumhurbaşkanı Seçimi

Seçimlerden önce anayasal değişiklikler gündeme gelmiş, Başbakan Ferit Melen parti liderleriyle görüşmeler sağlamıştır. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Anayasa’nın değişmesi gerektiği konusunda Süleyman Demirel’i sık sık uyardığını açıklamıştır. 4 1971 ve 1973’teki anayasa değişikliklerini parlamentoda savunanlar o güne kadar ki yakınmalarına çözüm getirme iddiası ile ortaya çıkmıştır. Parlamentodaki muhafazakar çoğunluğun da aynı görüşü paylaşmasıyla birlikte Anayasa maddelerinden dörtte üçüne ilişilmiş, Anayasa’ya on bir yeni geçici hüküm getirilmiştir.5 Bülent Ecevit

4 Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, (Çev. Ahmet Fethi), Hil Yayın, İstanbul, 1994, s.298.

5 Sina Akşin, Türkiye Tarihi-4 Çağdaş Türkiye 1908-1980, Cem Yayınevi, İstanbul, 2005, s.265.

ise Anayasa değişikliğini destekleyenlerin önerdiği gibi olağanüstü bir rejime sahip olmak yerine, Türkiye’nin normal rejime dönmesi gerektiğini bildirmiştir.6

Melen Hükümeti 11 ay görevde kalmış, cumhurbaşkanlığı seçiminin akabinde istifa etmiştir. Yeni Cumhurbaşkanı Oramiral Fahri Korutürk hükümet kurma görevi için Naim Talu’yu görevlendirmiş, Talu kabinesi 1973 seçimlerine dek ülkeyi idare etmiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi meclis ve askeri komuta arasında gerginliğin yaşanmasına sebep olmuştur. Ancak Meclis Oramiral Fahri Korutürk’ün cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayarak meclisin rüştünü ispat etmesini sağlamıştır. Böylesine bir güç yarışından Süleyman Demirel’in, 12 Mart Muhtırası sürecinde kendisine ve kabinesine karşı askerlerden gelen baskıya bir tür tepki ve rövanş arayışının yollarını aradığı gerçeği de çıkarılabilir. Gelişmeler 1971 Muhtırası sürecine verilen önemli bir siyasi karşılık olarak tarihe geçmiş ve esas bu dönemi, Ekim 1973’de gerçekleştirilen genel seçimler sona erdirmiştir.7

1973 Genel Seçimleri ve CHP-MSP Koalisyon Hükümeti

1973 genel seçimleri sonucunda CHP %33,8, AP %29,8, DP %11,9, Milli Selamet Partisi(MSP) %11,8, Cumhuriyetçi Güven Partisi(CGP) %5,3, Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) %3,4 oy almıştır. AP’nin oy oranının düştüğü görülmektedir. Bunun nedeni parti içi çekişmeler ve muhtıra sonrası partinin yıpranmasıdır. 8 Hükümet bunalımı sürmeye devam etmiş Cumhurbaşkanı Oramiral Fahri Korutürk sırasıyla hükümet kurma görevini Bülent Ecevit, Süleyman Demirel ve Naim Talu’ya vermiştir. İkinci kez Bülent Ecevit hükümet kurmakla görevlendirilince Ecevit yeni hükümeti 25 Ocak 1974’te CHP ve MSP ortaklığında kurabilmiştir. Koalisyon hükümeti yaklaşık on ay sürmüştür. Bu koalisyon Türk siyasal hayatında ilginç bir birlikteliği ortaya koymuştur çünkü MSP İslamcı kimliği ile siyasi arenada yer alan bir partiyken CHP laikliğin savunucusu olarak gözükmektedir. Bülent Ecevit laiklik ile dindarlığın barışabileceğini öne sürse de iki uç parti arasındaki ihtilaflar engellenememiştir. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar olan süreç içerisinde hükümet ortakları arasında ayrılıklar ve tartışmalar eksik olmamıştır.

6 Ahmad, age., s.299.

7 Abdulvahap Akıncı, ‘’Türkiye’nin Darbe Geleneği: 1960 ve 1971 Müdahaleleri’’, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF

Dergisi, C.9, S.1, 2014, s.68.

8 Ayşegül Komşuoğlu, Türkiye Siyasetinde Bir Lider: Süleyman Demirel, Bengi Yayınları, İstanbul, 2008, s.189.

Seçimlerin ardından siyasi belirsizlik ve istikrarsızlık devam etmiş ve ekonomik kriz de ülkeyi zora sokmuştur. Sağ-Sol kavgasının hem mecliste hem sokaklarda yaşandığı görülmüştür. Siyasi partiler birbirlerini vatana ihanetle suçlamışlardır.

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması ve yeni federal devlet başkanının Rauf Denktaş olması Bülent Ecevit’in hızla azalan popülaritesini muazzam bir şekilde yükseltmiş, devlet radyosu ve televizyonuna partizan atamalar yaparak genişlettiği bu yeni popülariteden cesaret alan Bülent Ecevit, koalisyonu dağıtmaya karar vermiş ve ortaya çıkacak sıkıntının seçimlerin yenilenmesine yol açacağı beklentisiyle başbakanlıktan istifa etmiştir.9

Bülent Ecevit’in istifası üzerine Cumhurbaşkanı Oramiral Fahri Korutürk, hükümet kurma görevini Sadi Irmak’a vermiştir. Irmak kabinesi meclisten güvenoyu alamasa da yeni hükümet kuruluna dek iktidarda kalmıştır.

Milliyetçi Cephenin Ortaya Çıkışı

Bülent Ecevit erken seçime gitme isteğiyle istifa etmiş olsa da erken seçime gidebilecek desteği bulamamıştır. Hükümet kurma çabalarının sürdüğü bu atmosferde CGP Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu tarafından ‘’Milliyetçi Cephe’’ fikri ortaya atılmıştır.

2 Aralık 1974’te Süleyman Demirel milliyetçi partilerin hükümet kurması gerektiğini belirtmiştir. DP dışındaki sağ partiler bu fikre olumlu yaklaşmıştır. DP Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli ‘’Milli Cephe değil Demirel Cephesi kuruluyor’’ eleştirisinde bulunmuştur.10 Bülent Ecevit ise bunalımı seçimden başka bir yolun çözemeyeceğini söylemiştir.11 AP yaptığı açıklamada sağ koalisyonu kurmaya hazır olduğunu beyan etmiştir.12 Süleyman Demirel CHP dışındaki partilerle bir hükümet kurulabilirse seçime ihtiyaç duyulmayacağını söyleyerek CHP’yi dışarıda bırakmak istediğini göstermiştir.13

Milliyet Gazetesi tarafından yapılan anket sonuçlarına göre halkın %83’ü erken seçim istemiştir. Bülent

Ecevit oyların %67’sini aldık diyenlerin hükümet bunalımını çözmesi gerektiğini söylemiştir. 14 DP,

9 Kemal H. Karpat, Osmanlı’dan Günümüze Asker ve Siyaset, Timaş Yayınları, İstanbul, 2010, s.262.

10 Milliyet, 16 Aralık 1974.

11 Milliyet, 2 Aralık 1974.

12 Milliyet, 3 Aralık 1974.

13 Milliyet, 4 Aralık 1974.

14 Milliyet, 8 Aralık 1974.

Süleyman Demirel’in  olmadığı bir  çözüm  istemiştir.  CHP  ve MHP’nin  oy  oranının  yükseldiği

gözlemlenmektedir.15

AP, MSP, CGP ve MHP birlikte hareket etme kararı almıştır.16 Bülent Ecevit erken seçimsiz hiçbir formüle

katılmayacağını, Süleyman Demirel ise görev verilirse hükümeti kurmaya hazır olduğunu söylemiştir.17

18 Aralık 1974’te milliyetçi partiler almış oldukları birlikte hareket etme kararını kamuoyuna duyurmuşlardır ve eski Demokrat Partililere siyasi hakları geri verilmiştir.18

Yıldız Devlet Mimarlık Akademisi öğrencisi Şahin Yıldız, öğrenciler arasında çıkan çatışmada bıçaklanarak öldürülmüştür.19 Bu cinayet 1971 Muhtırasından sonra gerçekleşen ilk siyasi cinayet olmuştur. Sol ve sağ arasındaki çatışmalar hızla artmıştır. Her gün ölüm haberleri verilir olmuştu. 20 Cumhurbaşkanı Oramiral Fahri Korutürk toplumun uzun hükümet bunalımına tahammülü olmadığını açıklamıştır. 21 Bülent Ecevit, yeni hükümet kuruluna kadar öğrenime ara verilmesini istemiş ve çıkan olaylardan Milliyetçi Cephe’yi suçlamıştır. 22 Bu suçlamaya karşılık AP Genel İdare Kurulu yayınladığı bildiride anarşiyi CHP’nin çıkardığını, planladığını ve uyguladığını açıklamıştır.23

Celal Bayar felsefesi aynı partileri birleştirmeliyiz açıklaması yaparak Milliyetçi Cephe’ye desteğini göstermiştir. 24 Güvenoyu alamamış olan Sadi Irmak Milli Koalisyon hükümeti kurması için Cumhurbaşkanı Oramiral Fahri Korutürk tarafından tekrar görevlendirilmiş bu fikre Bülent Ecevit ve DP dışında olumlu yanıt veren olmamıştır. 25 Hükümeti kuramayan Sadi Irmak’ın istifası üzerine Cumhurbaşkan hükümet kurma görevini Süleyman Demirel’e vermiştir. Süleyman Demirel Bakanlar Kurulu listesi için Cumhurbaşkanı ile görüşmüştür. AP 16, MSP 8, CGP 4, MHP 2 bakanlık alacaktır.26

Güvenoyu görüşmelerinin başladığı günlerde mecliste yaşanan gerginlikler Milliyetçi Cephe iktidarında yaşanacak gerilimin habercisi olmuştur. Süleyman Demirel meclis programını okurken pahalılık, işsizlik,

15 Milliyet, 13 Aralık 1974.

16 Milliyet, 14 Aralık 1974.

17 Milliyet, 15 Aralık 1974.

18 Milliyet, 18 Aralık 1974.

19 Hürriyet, 21 Aralık 1974.

20 Hürriyet 22 Aralık 1974.

21 Milliyet, 24 Aralık 1974.

22 Milliyet, 26 Ocak 1975.

23 Cumhuriyet, 30 Ocak 1975.

24 Milliyet, 25 Ocak 1975.

25 Cumhuriyet, 30 Ocak 1975.

26 Milliyet, 31 Mart 1975.

komünizm ile mücadelenin Milliyetçi Cephe Hükümeti’nin en önemli meseleleri olduğunu söylemiştir.27 Süleyman Demirel’in söylemleri CHP tarafından Milliyetçi Cephe’nin, CHP’nin iktidar olmasını engellemek amacıyla kurulduğu şeklinde yorumlanmıştır.28

Hükümet programı da aynı şekilde sert eleştirilere sebep olmuştur. CHP Grup Başkanvekili Selçuk Erverdi, hükümet programını ‘’yüzeysel, kısa vadeli şirin görünme çabalarıyla dolu ve seçim hükümeti sloganlarından başka bir şey bulunmayan bir mavi boncuk programı’’ olarak tarif etmiştir.29 Yalnız CHP değil DP tarafından sert eleştiriler yöneltilmiştir.

CGP, Bülent Ecevit’i Kıbrıs Krizi diplomatik alanda neticeye bağlanmadan kritik bir dönemde CHP-MSP koalisyonunu dağıtarak hükümet krizine sebep olmakla suçlamıştır. CGP, CHP’nin hükümet krizini sürdürmeye devam etmek çabası içerisinde olduğunu iddia etmiştir.30

Mecliste yaşanan tartışmaların bir diğer sebebi de CHP’li Necdet Uğur tarafından MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş hakkında ‘’Devlet kuvvetlerine karşı güvensizlik gösteriyor, devlet kuvvetlerine karşı kuvvet hazırlıyor; askeri eğitim yaptırıyor, askeri eğitim gören gençlik teşkilatı kuruyor.’’ iddialarında bulunmuş olmasıdır.31 Bu iddialar karşısında Alparslan Türkeş, bozkurtlar olarak adlandırılan milliyetçi gençlerin her zaman devletin yanında olduğunu, nizama bağlı bir şekilde devlet kuvvetleriyle elbirliği edip onlara yardımcı olduğunu açıklamıştır. Alparslan Türkeş’in açıklaması CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal tarafından hangi sıfatla, hangi yetkiyle böyle bir işe kalkıştıklarını yönünde tepki vermesine sebep olmuştur. 32 CHP ülkede yaşanan çatışmalardan iktidar ortağı MHP’yi sorumlu göstermeye çalışarak Milliyetçi Cephe’yi yıpratmaya çalışmıştır.

CHP çatışmalardan MHP’yi sorumlu tutsa da Ecevit’in 1974’te çıkartmış olduğu Af Yasası ile siyasi hükümlülerin serbest kalması çatışmaların artmasına sebep olmuştur. Aftan faydalanarak serbest kalanların çoğu solcu militanlardı. Böylece solun militanları ile Bozkurtlar karşı karşıya gelmiştir.

27 Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, Dönem:4 Cilt:11, Birleşim:61, 06.04.1975:309-323.

28 Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 09.04.1975:335.

29 Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 09.04.1975:351.

30 Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 98.04.1975:364.

31 Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 98.04.1975:368.

32 Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 98.04.1975:368.

12 Nisan’da Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit’i hedef alarak ‘’Türkiye bir avuç CHP’li ve onun lideri Ecevit’in şahsi kaprisleri ile karanlıklara götürülemez. Ecevit’i iftiracılıktan vazgeçmeye davet ediyorum.’’ demiştir.33

446 milletvekilinden 222 kabul, 218 ret, 2 çekimser oy ile hükümet güvenoyunu almıştır. 34 Yeni koalisyonun CHP’nin iktidara geçmesini engellemek, Türkiye için tehdit unsuru sayılan komünizm tehdidini bertaraf etme amacı taşıdığını söylemek mümkündür. Ancak Milliyetçi Cephe Sağ-Sol çatışmalarını önleyememiş, ideolojik uçurum daha da derinleşmiştir.

Milliyetçi Cephe Hükümeti Dönemi Gelişmeleri

Bakanlar Kurulu ilk toplantısında gübre fiyatları ve hayat pahalılığı ele alınmıştır.35 Gübre fiyatlarında

%33 indirim uygulanması 5 milyar lira zarara sebep olmuştur. Kıbrıs Krizi sebebiyle ABD tarafından uygulanan ambargo ekonomik sıkıntıları derinleştirmiştir.

Ambargo kararının kalkmaması üzerine Türk dış politikasında da yeni bir devir başlamıştır. Türkiye ABD üslerine el koyma kararını açıklamıştır.36 İç çatışmalar süregelirken Ermenistan Kurtuluş Örgütü (ASALA) Türkiye’nin diplomatlarına suikastlar düzenlemeye başlamıştır. Viyana elçisi Daniş Tunalıgil ASALA tarafından öldürülmüştür. Şam Konsolosu Polat Erol makamında karnından bıçaklanmış,37 Fransa elçisi İsmail Erez Paris’te öldürülmüştür. Cinayetlerin Türk devletini hedef aldığı söylenmiştir. Büyükelçi ile şoförünü makam arabasında makinalı ile tarayan katillerin EOKA-B mensubu oldukları ileri sürülmüştür. Tunalıgil’in katil zanlısı olarak Viyana polisinin tutuklama emri çıkartmış olduğu 3 Yunanlı Atina’da serbest bırakılmıştır. İstanbul’da yapılan yürüyüşlerle cinayetler protesto edilmiştir. 38 Kıbrıs Barış Harekatı sebebiyle Ecevit’i Amerika’da bir Rum’un öldürmek istemesi üzerine Süleyman Demirel ‘’Bu çeşit hainane tecavüzlerin Türk milletine yönelmiş sayılacağını’’ ifade ederek dış politikada birlik imajı çizilmiştir.39

1975 kısmi senato seçimleri CHP ve AP’nin oylarını yükseltmiş, diğer partilerin oyları düşmüş, MHP ise istikrarı sağlamıştır. Türkiye iki partili sisteme dönüyor şeklinde görülmüştür.

33 Tercüman, 13 Nisan 1975

34 Milliyet, 13 Nisan 1975.

35 Milliyet, 14 Nisan 1975.

36 Hürriyet, 26 Temmuz 1975.

37 Cumhuriyet, 23 Ekim 1975.

38 Cumhuriyet, 25 Ekim 1975.

39 Tercüman, 28 Temmuz 1976.

Süleyman Demirel’in devletin haber ajansı Anadolu Ajansı ve TRT’yi kontrol altına alması medyayı kontrol etme fırsatı elde etmesine sebep olmuştur. TRT Genel Müdürü İsmail Cem’i görevden alarak yerine muhafazakar Nevzat Yalçıntaş’ı getirmiştir.40 Ancak Nevzat Yalçıntaş’ın TRT Genel Müdürlüğü’ne atanması problemleri de beraberinde getirince Yalçıntaş istifa etmek durumunda kalmış ve yerine Şaban Karataşı getirilmiştir. Dönemin muhafazakar yönetmeni Yücel Çakmaklı’nın Birleşen Yollar filminin TRT’de yayınlanması sonucu dava açılmıştır.41 MHP’nin meclisteki temsile oranla hükümette iki bakan bulundurması tartışmalara sebep olmuştur. Milliyetçi Cephe yanlısı basın, ‘’Parlamento’da Demirel, sokakta Türkeş’’ sloganını yaymıştır.42 19 Mayıs 1976 kutlamaları için Ankara’da düzenlenen törende ülkücü gençler tarafından Türkeş lehinde sloganlar atılınca Altan Öymen Türkeş’i Hitler’e benzetmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşanmış, bir orgeneral atanmadığı için yargıya başvurmuştur. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Emin Alpkaya hakkında tahkikat açılınca sürecin doğru ilerlemesi için istifa etmiştir. Teamüller gereği yerine kıdemli Orgeneral İrfan Özaydınlı’nın atanması gerekse de hükümet hiyerarşiyi bozarak komutanlığa Ege Eğitim Komutanı Korgeneral Cemal Engin’i atamıştır. Orgenerallik makamına korgeneralin getirilmesi Silahlı Kuvvetlerde hoşnutsuzluğa sebep olmuş ve general kararın iptal edilmesi için mahkemeye başvurmuştur.43 Yüksek Askeri Mahkeme, Korgeneral Cemal Engin’in atanması kararını iptal etmiş yerine Askeri Şura üyesi Orgeneral Etem Ayan atanmıştır.44

27 Mayıs İhtilalinden bir yıl sonra 1961 Anayasası ilan edilmiş, her yıl 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. 27 Mayıs’a ve Anayasa’ya karşı olduğunu sık sık dile getiren Süleyman Demirel’in 1976’da Hürriyet Bayramını kutlaması tutarsızlık olarak görülmüştür. Bu tutumu Uğur Mumcu: ‘’Hangi bayramı kutluyor bu Cephe ortaklığı? Şu bayram sahteliğine bakın. 27 Mayıs ihtilalini kutlamak Demirellere kaldı. Hem Demokrat Parti’nin devamı olacaklar hem de Demokrat Parti’nin yıkıldığı günde tebrikleri kabul edecekler.’’ diyerek eleştirmiştir.45

Milliyetçi Cephe hükümetinin milliyetçi-muhafazakar söylemleri büyük tepki toplamıştır. Cumhuriyet gazetesi 19 Mayıs kutlamalarının sönük geçtiğini ve TRT’nin naklen yayın yapmamasını eleştirmiştir.46

40 Ahmad, age., 431.

41 Cumhuriyet, 20 Ocak 1976.

42 Feroz Ahmad, Modern Türkiye’nin Oluşumu, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2020, s.197.

43 Milliyet, 14 Mayıs 1976.

44 Hürriyet, 24 Temmuz 1976.

45 Cumhuriyet, 28 Mayıs 1976.

46 Cumhuriyet, 20 Mayıs 1975.

MSP’li Karayolları Genel Müdürü’nün cuma günü mesai saatlerinde manevi ihtiyaçların karşılanması gerekçesiyle değiştirmesi haberini Cumhuriyet Gazetesi baş sayfada vermiştir.47

Tartışmalar ve suçlamalar yalnız iktidar ve muhalefet arasında olmamış, iktidar ortakları da birbirlerini suçlayıcı ifadelere başvurmuşlardır. Necmettin Erbakan, Temmuz 1975’te Kayseri’de düzenlemiş olduğu mitingde, ‘’AP’nin başında jandarma gibi beklediklerini başında beklemeseler AP ya davulcuya ya da zurnacıya varır’’ demiştir. Türkeş ise AP’yi Türkiye’yi ABD’ye satmak istemekle suçlamıştır.48 İktidar ortakları arasındaki çekişme ve söylemler iktidar-muhalefet arasındaki çatışmayı anımsatmıştır.

13 Mayıs Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Süleyman Demirel, CHP’li Vural Önsel tarafından muştayla yumruklanmıştır. Başbakana yapılan saldırı Meclis’te şiddetle kınanmış, münferit bir olay olduğu söylenerek CHP sorumlu tutulmamıştır.49 Saldırının gerçekleştirildiği günün gecesinde Bülent Ecevit’i destekleyen iki profesörün evi bombalanmıştır. 50 Parti liderlerine karşı saldırılar Süleyman Demirel ile sınırlı kalmamış Bülent Ecevit’e karşı da Gerede Mitingi, Çiğli Havaalanı, Niksar ve Taksim Mitingi olayları gerçekleştirilmiştir. Niksar’da seçim otobüsü kurşunlanan Bülent Ecevit bu saldırının AP ve MHP’nin birlikte hazırladıkları bir oyun olduğunu ileri sürmüştür. Olaylarda 4 kişi yaralanmıştır.51

Ülkede anarşinin yükselmesi, kamplaşmanın artması orduyu da huzursuz etmiştir. Hükümet teröre karşı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Devlet Güvenlik Mahkemelerini(DGM) yeniden çıkarmak ve yasalaştırmak istemiştir. Ancak Devrimci İşçi Sendikalarının meydanlarda, Ecevit’in mecliste uyguladığı direniş sonucu DGM tasarısı engellenmiştir.

Sokak ve üniversitelerde tırmanan gerginlik 1976 yılı itibariyle işçilerde de yansımasını bulmuştur. Sağ sendikalara da sol sendikalara da karşı saldırılar gerçekleştirilmiştir.52 250 kadar işçinin silah, taş ve sopalarla birbirine girdiği çatışmada 6 kişi yaralanmıştır. 53 Sendikalar arasındaki çatışmalar kontrol altına alınsa da öğrenciler arasındaki çatışmalar engellenememiştir. İstanbul Üniversitesi’nde çıkan öğrenci olayları sonucunda okullar bir gün boyunca tatil edilmiştir. 54 Fen Fakültesi’nde dört kişi yaralanmıştır. 55 Komandoların, İTİA’yı 19 saat süreyle işgal etmesi üniversite işgalleri sürecini

47 Cumhuriyet, 17 Ağustos 1975.

48 Cumhuriyet, 9 Ekim 1975.

49 Tercüman, !4 Mayıs 1975.

50 Türk Basını, 14 Mayıs 1975 ve sonrası: Yankı 218, 19 Mayıs 1975.

51 Milliyet, 27 Nisan 1977.

52 Cumhuriyet, 1 Temmuz 1976.

53 Cumhuriyet, 12 Haziran 1976.

54 Tercüman, 7 Ocak 1977.

55 Hürriyet, 6 Ocak 1977.

başlatmıştır. 56 Devrimci öğrencilerin site yurdunu işgal etmesi site yurdunu savaş alanına döndürmüştür. 57 Kampüslerde ve yurtlarda yaşanan işgaller ve çatışmaların akabinde İstanbul Üniversitesi 31 Ocak’a kadar kapatılmıştır. 58 Cumhurbaşkanı Oramiral Fahri Korutürk, şiddetin tırmandığı üniversitelerin rektörleri ile şiddet olaylarını görüşmüştür. 59 Ancak cumhurbaşkanının müdahalesi de olayları yatıştıramamıştır. Ülkücülerin kaldığı öğrenci yurduna bombalı saldırı gerçekleştirilmiş, 1 kişi yaralanmış, 1 kişi ölmüştür.60 Antalya MHP il binası kurşunlanmış ve Siirt’te bir öğrenci ağır yaralanmıştır.61

Sokak olayları 1 Mayıs 1977’ye kadar menfi olarak devam etmiş 1 Mayıs’ta ise kitlesel imha boyutuna ulaşmıştır. 1 Mayıs öncesinde Ahmet Kabaklı DİSK, TİP ve CHP’lilerin yurdu kana bulayacağını, taktik icabı kendi aralarında dövüşeceklerini bunun suçunu da MHP’li MSP’li ve AP’li milliyetçilere yükleyecekleri uyarısında bulunmuştur.62 1 Mayıs kutlamaları amacıyla toplanan kalabalığın üzerine ateş açılmış 1 Mayıs kanlı bitmiş, 33 kişi hayatını kaybetmiştir. Korku artık tüm yurdu, tüm kesimleri sarmış duruma gelmiştir. Hükümet olağanüstü toplanmış, Süleyman Demirel sıkıyönetimin söz konusu olmadığını, Bülent Ecevit seçimler yaklaştıkça tertiplerin yoğunlaştığını, kışkırtmalara kapılmamak gerektiğini söylemiştir. 63 Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit’i Türkiye’yi iç savaşın eşiğine getirmekle suçlamıştır. Bülent Ecevit ilgi göremediği için, CHP her bölgede olay çıkartmakta ve ortalığı kana bulamaktadır. Komünizmin zorla kabul ettirdiği 1 Mayıs’ın Türk işçisinin bayramı olamayacağı değerlendirmelerinde bulunmuştur.64 Kanlı 1 Mayıs hadisesi olarak tarihe geçen bu vakıa Milliyetçi Cephe iktidarı için sonun başlangıcı olmuştur. 6 Mayıs Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ölüm yıldönümü olması sebebiyle birçok aile benzer bir vakıanın yaşanmasından endişe duyduğu için çocuklarını okula göndermemiştir.65

Süleyman Demirel’in Sivaslı’da saldırıya uğraması, Uşakta da olaylar çıkması üzerine Süleyman Demirel, Türkiye’de faşizm olsa böyle bağıramazsınız, burnunu sürterler adamın açıklamasında bulunmuştur. Siyasi parti liderleri gündem değerlendirmesinde bulunmuştur. Bülent Ecevit, CHP iktidarında düşünce

56 Cumhuriyet, 19 Ocak 1977.

57 Tercüman, 7 Ocak 1977.

58 Tercüman, 27 Ocak 1977.

59 Hürriyet, 6 Şubat 1977.

60 Hürriyet, 2 Mart 1977.

61 Akşam, 21 Nisan 1977.

62 Tercüman, 30 Nisan 1977.

63 Cumhuriyet, 2 Mayıs 1977.

64 Hergün, 1 Mayıs 1977.

65 Milliyet, 7 Mayıs 1977.

ve inanç özgürlüğünün önündeki sınırların kalkacağını söylemiştir. Necmettin Erbakan ise sanayicilere teşvik için 8 türlü kredi vereceklerini beyan etmiştir. Ferruh Bozbeyli ise on yaşındaki çocuktan profesöre kadar herkesin ideolojiye bulaştığı değerlendirmesinde bulunmuştur. CHP’li Mehmet Boran komünizm düşmanlığının derde deva olmadığını söylemiştir.66

Ülkede işsizliğin 2,5 milyona ulaşması, iç ve dış politikada tırmanan gerilimin, siyasi istikrarsızlığın 1977’de gerçekleştirilecek erken seçimle giderilmesi amaçlanmıştır.

Yeşilköy ve Sirkeci’de patlama yaşanmış, 4 kişi yaralanmış, 5 kişi ölmüştür. Seçimlere 5 gün kala nutuklar ve saldırılar sürmeye devam etmiştir. Konya’da MSP’liler ve AP’liler çatışmış, bir MSP’li bıçaklanarak öldürülmüştür. Bülent Ecevit, oy kullanmamanın seçimden sonra karanlık bir dönemi çağırmak olacağını söylemiştir. Süleyman Demirel, devletin kendisini savunmasını faşizm telakki etmenin devlet düşmanlığı olduğunu öne sürmüştür.67

Başbakan Demirel, CHP Genel Başkanı’na saldırı olabileceğine dair gizli bir mektup yazmış ancak Süleyman Demirel, Bülent Ecevit’in suikast ihbarını seçim malzemesini yaptığını söylemiştir. Çankaya’da seçim güvenliği görüşülmüş, AP merkezine bomba atılmıştır. AP’li Hüsamettin Cindoruk İstanbul’da 374 bin sahte seçmen kağıdı dağıtıldığını açıklamıştır.68

1977 Genel Seçimleri ve 2.Milliyetçi Cephe Hükümeti

Seçimler tahmin edildiğinin aksine sakin geçmiş, katılım %70 oranında olmuş, başbakan adayı olarak Bülent Ecevit görülmüştür.69 Seçimlerin neticesinde CHP 213, AP 189, MSP 24, MHP 16, CGP 3, DP 1 miletvekili çıkarmıştır. Bülent Ecevit hükümet kurma görevinin kendilerinde olduğunu, Süleyman Demirel hiç kimsenin iktidarda olmadığını söylemiştir.70

Önceki seçimlere göre CHP, AP ve MHP’nin oy oranı artmış, MSP’nin ise oy oranı düşmüştür. MSP’nin CHP ile koalisyonda bulunmuş olması muhafazakar tabanda tepkiye sebep olmuş bu tepki de oy oranına yansımıştır. Ahmad ise MSP’nin oy oranının düşme sebebini dinin Türkler’in oy kullanma tarzlarını belirleyen önemli bir etken olmaması şeklinde değerlendirmiştir. 71 Sol kesime tepki oylarının ise MHP’ye geçmesiyle MHP yükselmiştir. DP ve CGP oylarındaki ciddi düşüşün sebebi halkın koalisyon

66 Milliyet, 25 Mayıs 1977.

67 Milliyet, 30 Mayıs 1977.

68 Güneş, 3 Haziran 1977.

69 Günaydın, 6 Haziran 1977.

70 Milliyet, 8 Haziran 1977.

71 Ahmad, age., 201.

hükümetlerinden sıkıldığının bir kanıtı niteliğindedir. Ancak ülke koalisyonlarla yönetilmeye devam etmiş ve siyasi istikrarsızlığın sürmesi 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinin de zeminini hazırlamıştır.

Hükümet kurma tartışmaları devam ederken Bülent Ecevit, ‘’kapımız herkese açık’’, Süleyman Demirel, ‘’milliyetçiler birleşmelidir’’ Necmettin Erbakan, ‘’çözüm bizdedir’’ açıklamalarında bulunmuştur. 72 ASALA terörü hız kesmeden devam etmiş Vatikan büyükeçisi Taha Carım ASALA tarafından öldürülmüştür. 1973’te başlayan Türk diplomatlara karşı suikast tertiplerinin beşincisi olmuştur.73

Bülent Ecevit’in hükümeti kurabilmesi için Süleyman Demirel’in meşhur söyleminde belirtmiş olduğu gibi 226 milletvekilinin desteğini alabilmesi gerekmektedir. 213 milletvekiline sahip olan Bülent Ecevit güvenoyu alabilmek için 13 milletvekilinin desteğine ihtiyaç duymaktadır. Sorumluluğunun bilincinde olan 13 insanın çıkacağını umduğunu açıklamıştır. 74 Süleyman Demirel, Bülent Ecevit’in destek alabilmesini engellemek amacıyla ‘’Milletin sola teslim etmediği iktidarı kim sola teslim ederse, iki cihanda vebal altındadır’’ açıklamasında bulunmuştur.75

14 Haziran 1977’de en yüksek oy oranına sahip olduğu için Cumhurbaşkanı tarafından hükümet kurma görevi Bülent Ecevit’e verilmiştir. Bülent Ecevit AP, MSP, MHP, DP liderleriyle görüşmüş ancak görüşmeler neticeye kavuşmamış, CHP azınlık hükümeti kurmuştur. Güvenoylaması yapılmadan önce Bülent Ecevit, TRT Genel Müdürü’nü görevden almış, komando kamplarını kapattırmıştır. 4 Temmuz 1977’de gerçekleştirilen güvenoylamasında Bülent Ecevit’in hükümeti güvenoyu alamamış ve Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini Demirel’e vermiştir. Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği (TÜSİAD) de AP-CHP koalisyon hükümetini istese Demirel bu öneriyi kabul etmemiştir.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu(TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Halil Tunç 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti’nin güvenoyu alması halinde genel greve gideceklerini açıklaması, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar’ın bir bildiri yayınlayarak ‘’orduyu tahrik ve teşvik edici beyanlara son verilmelidir’’ uyarasında bulunmasına sebep olmuştur. Sendikaların siyaseti etkilemesi eleştirilmiş, hükümetin güvenoyu almasının yalnız meclise bağlı olduğunun altı çizilmiştir.76

72 Milliyet, 9 Haziran 1977.

73 Milliyet, 10 Haziran 1977.

74 Milliyet, 11 Haziran 1977.

75 Günaydın, 12 Haziran 1977.

76 Tercüman, 14 Temmuz 1977.

21 Temmuz 1977’de 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni AP, MSP, MHP ortaklığında kurmuştur. Hükümet 1 Ağustos 1977’de güvenoyu almıştır. Yeni kabine incelendiğinde 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti’nde yer alan 17 bakanın yeni kabinede yer almadığı görülmektedir. AP 19, MSP 8, MHP 5 Bakanlık almıştır.

Hükümetin gündemini anarşi olayları belirlemiştir çünkü sadece 15 gün içerisinde 26 kişi öldürülmüştür. 77 MSP’li İçişleri Bakanı Korkut Özal anarşinin iki ay içerisinde biteceğini, olayların hükümetin değil tüm ülkenin sorunu olduğunu söyleyerek herkesin hükümete gerekli yardımı yapması gerektiğini belirtmiştir.78

Hükümetin karşılaştığı problemlerden biri, Kara Kuvvetleri Komutanı’nın atanması olmuştur. Teamüllere göre 1.Ordu Komutanı’nın atanması gerekirken hükümet 3.Ordu Komutanı Orgeneral Ali Fethi Esener’i atamıştır. Ancak kararnameyi 30 Ağustos’a kadar cumhurbaşkanı imzalamamış ve üç ordu komutanı emekli olmuştur. Kıbrıs Barış Harekatı’nda ve Jandarma Genel Komutanlıkları’nda bulunan Orgeneral Nurettin Ersin 1.Ordu Komutanlığı’na, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Vecihi Akın İkinci Ordu Komutanlığı’na, Yüksek Askeri Şura üyesi Orgeneral Mahmut Ülker 3.Ordu Komutanlığı’na atanmıştır. Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Kenan Evren ise Kara Kuvvetleri Komutanı olmuştur.79

Ekonomik durum incelendiğinde ekonominin son iki yıla göre daha kötü hale gelmiş olduğu, halkın yapılan zamlar sonucu daha da fakirleştiği görülmektedir. Tekel ürünlerine yapılan zamlar sonucu Küçük Yeni Rakı 20 liradan 40 liraya, Maltepe 7,5 liradan 10 liraya çıkmıştır.80 İkinci zam paketi eylül ayında açıklanmış, benzin, mazot, demir ve çimentoya yeni zamlar yapılmıştır. Muhalefet zamlara karşı sendikaları sokaklarda eylem yapmaya çağırmıştır. Ekonominin olumsuz durumu hükümete tasarruf tedbirleri aldırmıştır. 75 wattlık ampül yerine 60 wattlık ampül kullanılmasına ve yurtdışına çıkışların iki yılda bire indirilmesine karar verilmiştir. 81 Ekonominin durumu yalnız Türk basınına yansımamış International Report dergisi zorlayıcı önlemler alınmadığı taktirde bir yıl içinde Türkiye ekonomisinin çökeceğini öne sürmüştür.82

77 Milliyet, 6 Ağustos 1977.

78 Hürriyet, 14 Ağustos 1977.

79 Hürriyet, 31 Ağustos 1977.

80 Cumhuriyet, 16 Ağustos 1977.

81 Milliyet, 20 Ağustos 1977.

82 International Reports, 12 Ağustos 1977.

5 Haziran 1977 genel seçimlerinin ardından 11 Aralık 1977’de yerel seçimler yapılmıştır. CHP yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmiş, büyük şehirlerin tamamında seçimin galibi olmuştur. Seçim sonuçları AP’de krize sebep olmuş, 11 milletvekili istifa etmiştir.

Güneş Motel Hadisesi ve Ecevit Hükümeti

Bülent Ecevit, yerel seçimlerde elde etmiş olduğu başarıyı kullanmayı bilmiştir. Mecliste de dengelerin kendisi lehine çevrildiği görülmüştür. Bu fırsatı hükümeti düşürmek amacıyla kullanmış, istifa eden milletvekilleri ile temasa geçmiştir. İstifa eden milletvekilleri Tuncay Mataracı, Şerafettin Elçi, Mete Tan, Hilmi İşgüzar, Orhan Alp, Fethi Acar, Mehmet Oğuz Atalay, Cemalettin İnkaya, Ali Rıza Septioğlu, Enver Akova, Ahmet Karaaslan ve Güneş Öngüt’tür. Ecevit eski AP’li milletvekilleri ile ilk görüşmesini 22 Aralık 1977’de Darıca’ya bağlı Bayramoğlu’nda gerçekleştirmiştir. Görüşmelerin basına sızması üzerine başka görüşme yerinin değiştirilmesine karar verilmiştir. CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil’in organizasyonunda belediyeye ait Florya’daki Güneş Moteller’de görüşmeler sürdürülmüştür.

Bülent Ecevit kuracağı hükümete destek karşılığında bakanlık teklifinde bulunmuştur. Konya Milletvekili Oğuz Atalay bakanlık teklifini kabul etmemiştir. 22 Aralık 1977’de CHP, meclis başkanına gensoru vermiş, 31 Aralık 1977’de yapılan oylamada 228 güvensizlik, 218 güvenoyuyla 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni düşürmüştür. 83 Oylamaya Abdülkerim Zilan ve Cemalettin İnka’ya katılmamıştır. Türk Parlamento tarihinde ilk kez bir hükümet gensoru ile düşürülmüştür. Süleyman Demirel, ‘’şimdi hükümet bunalımı başlamıştır’’ demiştir. Bülent Ecevit ise ‘’ağır bunalım sona ermiştir’’ değerlendirmesinde bulunmuştur.84

Ecevit Hükümeti de sorunların çözümünü sağlayamamıştır. Ekim 1973’te yaşanan petrol krizi dünyada petrol fiyatlarının yükselmesine sebep olmuştur. Ancak Türkiye’de seçmenin tepkisi çekmemek için fiyatlar daha düşük bir miktarda arttırılmıştır. Bu durumdan doğan ekonomik zararı telafi edebilmek amacıyla ‘’dövize çevirilebilir mevduat’’ yolu seçilmiş, büyük bir dış borçlanmaya gidilmiştir. Dış borçlanma sıkıntılı olan ekonomik durumu daha da büyük çıkmaza sokmuştur. Bugün dahi propaganda aracı olarak kullanılan yağ ve gaz kuyrukları bu dönemde yaşanmış, kıtlık sorunu ortaya çıkmıştır.85

Ekonomik sıkıntılar süregelirken sokak olayları da durulmamış daha da ivme kazanarak devam etmiştir. Halkın devletten beklediği her şeyden önce güvenliğin sağlanması olmuştur. Malatya Bağımsız Belediye

83 Cumhuriyet, 1 Ocak 1978.

84 Hürriyet, 1 Ocak 1978.

85 Milliyet, 18 Nisan 1978.

Başkanı Hamit Fendoğlu, Ankara’dan kendisine posta yoluyla gönderilen paketin patlamasıyla iki torunu ve gelini ile ölmüştür. 86 Bu durum büyük bir infiale sebep olmuş, Malatya’da 1 genç öldürülmüş, yüzlerce işyeri tahrip edilmiş, CHP İl Merkezi binası yakışmıştır. Protestolarda ‘’Katil Hükümet’’ sloganları atılmıştır.87

Anarşi olaylarının devam etmesi üzerine AP’li Halil Menteşe, ‘’AP anarşiyi önleyecek ciddi ve geçerli tedbirlerden yanadır’’ açıklamasında bulunmuştur. Uygulanmaya devam edilen işkence ile ilgili Alparslan Türkeş, ‘’İşkence sürerse önce Korutürk’e sonra uluslararası örgütlere gideceğiz’’ uyarısını yapmıştır. Ecevit ise muhalefeti ‘’hükümeti ekonomik darboğazda boğamayanlar anarşide boğmak istiyor’’ sözleriyle suçlamıştır.88

22 Aralık 1978’e gelindiğinde Kahramanmaraş’ta yaşanan olaylar Sağ-Sol çatışması zemininden çıkmış Alevi-Sünni kavgası halini almıştır. Tarihe ‘’Maraş Katliamı’’ olarak geçen olaylarda 111 kişi öldürülmüş, 552 ev 289 işyeri tahrip edilmiştir. Devletin bu olaylar karşısında yeterli önlemi alıp almadığı konusu tartışmaları günümüze kadar devam etmiştir. Ecevit Hükümeti çatışmaların sürmesi üzerine 25 Aralık 1978’de, 13 ilde sıkıyönetim ilan etmiştir. 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi’ne kadar olan süreçte Maraş’ta meydana gelen olayların benzerleri Sivas ve Çorum’da da yaşanmıştır.

Tedhiş ve anarşi süreç içerisinde şekil değiştirmiş, olaylar üniversitelerde ve Sağ-Sol kesimleri arasında olmaktan çıkmış, devlet ve toplumun her kademesini ilgilendirecek şekilde saldırıların fitili ateşlenmiştir. Savcılar, emniyet müdürleri, gazeteciler saldırıya uğramaya başlamış ve çoğu zaman işlenen cinayetlerin failleri bulunamamıştır. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’nin öldürülmesi bu yönde işlenen cinayetlere bir örnektir. İpekçi’nin katil zanlılarından Mehmet Ali Ağca tutuklanmış, Maltepe Cezaevi’ne gönderilmiştir. Ancak Mehmet Ali Ağca cezaevinden yurtdışına kaçırılmış ve Papa 2. Jean Paul’a da suikast girişiminde bulunmuştur. İpekçi cinayeti örneğinde olduğu gibi çoğu kez failler cezaevinden kaçırılmış ya da cinayetlerin failleri meçhul kalmıştır.

1979 Senato seçimleri ve milletvekili ara seçimleri Ecevit Hükümeti için sonun başlangıcı olmuştur. AP senato seçimlerinde %46,8, CHP %29,1 oy oranına sahip olmuştur. Oy oranlarına neticesinde AP 33, CHP 12 senatör çıkarmıştır. AP ara ara seçimlerde %54, CHP %29,3 oy alabilmiştir. AP’nin yapılacak bir erken seçimde salt çoğunluğu elde ederek iktidar olabilecek güce eriştiği görülmektedir.

86 Milliyet, 18 Nisan 1978.

87 Milliyet, 19 Nisan 1978.

88 Milliyet, 22 Nisan 1978.

Siyasi şiddet eylemleri yıllara göre değerlendirildiğinde 1968’de 2, 1969’ 10, 1970’de 19, 1971’de 19,

1972’de 19, 1973’de 14, 1975’de 35, 1976’da 104, 1977’de 292, 1978’de 1095, 1979’da 1362 kişi

hayatını kaybetmiştir. Abdi İpekçi, Kemal Türkler, Nihat Erim, Gün Sazak gibi isimler de siyasi şiddet

eylemleri sebebiyle hayatını yitirmiştir.

Ecevit Hükümeti’nin ekonomik sorunlara çare bulamaması ve gittikçe yükselen anarşiyi kontrol edememesi halkta Ecevit Hükümeti’ne karşı tepki oluşmasına sebep olmuştur. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Turhan Feyzioğlu’nun istifası da bu tepkilerin tezahürüdür. Maraş Olayları sonrasında 13 ilde sıkıyönetim ilanı CHP’nin çizmiş olduğu sosyal demokrat çizgisine uymamıştır ve parti içi eleştiriler de gelmeye başlamıştır. 1979’da Kabinede yer alan 6 bağımsız bakan ültimatom yayımlamış ve bu ültimatom hükümetin zayıfladığını da gözler önüne sermiştir.

Gelişmeler üzerine Bülent Ecevit 16 Ekim 1979’da istifa etmiştir. Süleyman Demirel ‘’Örtülü 3. Milliyetçi Cephe’’ olarak bilinen MSP ve MHP’nin dışarıdan desteğini alarak tamamı AP’lilerden oluşan Azınlık Hükümeti’ni kurmuştur. Hükümette MSP’ye yer verilmemesi ordu içerisinde MSP’nin islami çizgisine duyulan tepki sebep olmuştur. Süleyman Demirel, güvenoylaması konusunda AP grubunu serbest bırakmıştır. ‘’Hür vicdanınıza göre oy verin’’ demiştir.89 Süleyman Demirel’in Azınlık Hükümeti 227 kabul, 214 ret oyuyla güvenoyu almıştır.

Yeni kurulan hükümet anarşiyi önlemek adına tedbirler alsa da başarıya ulaşamamış ve 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi’nin kapısı aralanmıştır.

Sonuç:

Seçimler neticesinde en yüksek oy oranına sahip olan parti tek başına iktidar olabilecek temsile sahip değilse koalisyon hükümeti kurulur ve devlet koalisyon hükümeti tarafından yönetilir. Koalisyon hükümetlerinden olan Milliyetçi Cephe Hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en tartışmalı koalisyonlar arasında yer almıştır.

CHP-MSP Koalisyon Hükümeti döneminde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı, Başbakan Bülent Ecevit’in karizmasını yükseltmesi, Bülent Ecevit’in tek başına iktidar olabilmek amacıyla ortaklığı bozmasına sebep olmuştur. Ancak Bülent Ecevit erken seçim kararı aldıramaması hükümet bunalımı yaşanmasının yolunu açmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı sebebiyle ABD tarafından Türkiye’ye uygulanan silah

89 Yeni İstanbul, 3 Temmuz 1980.

ambargosu Türkiye’yi hem askeri hem ekonomik hem de siyasal alanda etkilemiştir. Yaşanan hükümet bunalımını Adalet Partisi öncülüğünde kurulan, Cumhuriyetçi Güven Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin bir araya gelerek açıkladıkları Milliyetçi Cephe formülü ile çözülmüştür. Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti 12 Nisan 1975’te Meclis’te güvenoyu alarak hükümeti kurmuştur. 12 Mart Askeri Muhtırası ile başbakanlıktan alınan Süleyman Demirel tekrar iktidara gelmiş, siyasi bir rövanş ile başarı sağlamıştır.

5 Haziran 1977 genel seçimleri neticesinde en yüksek oya sahip Bülent Ecevit tarafından hükümet kurulmuşsa da güvenoyu alamamıştır. 21 Temmuz 1977’de tekrar Demirel öncülüğünde AP, MSP, MHP ortaklığında 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuştur. Soğuk Savaş’ın etkisinin yükselmesi, Türkiye’nin NATO müttefiki olması, Türkiye’nin sol harekete karşı tedbirler almasını gerektirmiştir. 1. ve 2. Milliyetçi Cephe Hükümetleri’nin oluşturulmasında bu durumun etkili olduğu bilinmektedir.

Öğrenci hareketlerinin de etkisiyle yükselen sola karşı, sağ partilerin bir araya gelerek hükümet kurması sol hareketin yükseleşini engelleyeceğini düşündürmüştür. Ancak istenen başarı sağlanamamış, sol hareket yükselmeye devam etmiş, Sağ-Sol arasındaki çatışmalar toplumun her kesimini ilgilendirecek bir hal almıştır.

Taraflar arasındaki çatışmalar da süreç içerisinde taktik değiştirmiş, saldırılar kitlesel imha boyutuna ulaşmış, çatışmaların içinde yer almayan gazeteciler, akademisyenler de öldürülmüştür. Siyasi cinayetlerin, katliamların, siyasi istikrarsızlığın yanı sıra ekonomik sıkıntıların da yer alması ülkeyi daha da karanlığa götürmüş ve 12 Eylül Askeri Müdahalesi’ne giden yol açılmıştır. Anarşi yükseldikçe güvenlik açığı meydana gelmiştir. Ancak güvenlik açığının sebeplerini yalnız iç politika gelişmelerinde aramamak gerekmektedir. Çünkü Türkiye’de iç dinamiklerin, dış faktörlere son derece bağlı olduğu bilinmektedir. ABD’nin komünizme karşı antitez olarak kullanmasını ifade eden ‘’Yeşil Kuşak Projesi’’, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesi, İran’da ABD destekli İslami Devrim’in gerçekleştirilmiş olmasının yansımalarını da Türkiye’de görebilmek mümkündür.

Milliyetçi Cephe iktidarında ülke Sağ-Sol olarak tamamen kamplaşmış, ideoloji toplumun her kesimine sirayet etmiştir. Çatışmalar yalnız Sağ-Sol, iktidar-muhalefet arasında kalmamış iktidar ortakları arasında da çatışmalar meydana gelmiştir.

Bülent Ecevit, AP’den istifa eden milletvekilleri ile görüşmeler yapmış, onlara bakanlık sözü vererek (Güneş Motel Hadisesi) mecliste oylama yapılmasını sağlamış ve 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni

düşürmüştür. 5 Ocak 1978’de 3. Ecevit Azınlık Hükümeti kurulmuştur ancak ülkede artan terör olayları ve ekonomik sıkıntılar hükümetin sonunu getirmiştir. Süleyman Demirel farklı bir formül açıklamış, AP kadrolarından oluşan kabine MSP ve MHP’nin dışarıdan desteğiyle kurulmuştur. Bu hükümete Örtülü Milliyetçi Cephe denmiştir. Ülkenin geldiği vaziyeti engelleyemeyen Örtülü Milliyetçi Cephe’nin sonunu ise Türk Silahlı Kuvvetleri getirmiştir.

Kaynakça

Resmi Yayınlar

-Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, Dönem:4 Cilt:11, Birleşim:61, 06.04.1975:309-323.

-Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 09.04.1975:335.

-Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 09.04.1975:351.

-Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 98.04.1975:364.

-Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 98.04.1975:368.

-Millet Meclisi Tutanakları Dergisi, D:4, C:11, B:63, 98.04.1975:368.

-Türkiye Büyük Millet Meclisi Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Raporu, Ankara, 2012.

Gazeteler

-Cumhuriyet, 30 Ocak 1975.

-Cumhuriyet, 20 Mayıs 1975.

-Cumhuriyet, 17 Ağustos 1975.

-Cumhuriyet, 9 Ekim 1975.

-Cumhuriyet, 23 Ekim 1975.

-Cumhuriyet, 25 Ekim 1975.

-Cumhuriyet, 20 Ocak 1976.

-Cumhuriyet, 28 Mayıs 1976.

-Cumhuriyet, 12 Haziran 1976.

-Cumhuriyet, 1 Temmuz 1976.

-Cumhuriyet, 16 Ağustos 1977.

-Cumhuriyet, 1 Ocak 1978.

-Günaydın, 6 Haziran 1977.

-Günaydın, 12 Haziran 1977.

-Güneş, 3 Haziran 1977.

-Hürriyet, 21 Aralık 1974.

-Hürriyet 22 Aralık 1974.

-Hürriyet, 26 Temmuz 1975.

-Hürriyet, 24 Temmuz 1976.

-Hürriyet, 14 Ağustos 1977.

-Hürriyet, 31 Ağustos 1977.

-Hürriyet, 1 Ocak 1978.

-Milliyet, 19 Mart 1971

-Milliyet, 2 Aralık 1974.

-Milliyet, 3 Aralık 1974.

-Milliyet, 4 Aralık 1974.

-Milliyet, 8 Aralık 1974.

-Milliyet, 13 Aralık 1974.

-Milliyet, 14 Aralık 1974.

-Milliyet, 15 Aralık 1974.

-Milliyet, 16 Aralık 1974.

-Milliyet, 18 Aralık 1974.

-Milliyet, 21 Aralık 1974.

-Milliyet, 22 Aralık 1974.

-Milliyet 24 Aralık 1974.

-Milliyet, 25 Ocak 1975.

-Milliyet, 26 Ocak 1975.

-Milliyet, 31 Mart 1975.

-Milliyet, 13 Nisan 1975.

-Milliyet, 14 Nisan 1975.

-Milliyet, 14 Mayıs 1976.

-Milliyet, 27 Nisan 1977.

-Milliyet, 7 Mayıs 1977.

-Milliyet, 25 Mayıs 1977.

-Milliyet, 30 Mayıs 1977.

-Milliyet, 8 Haziran 1977.

-Milliyet, 9 Haziran 1977.

-Milliyet, 10 Haziran 1977.

-Milliyet, 11 Haziran 1977.

-Milliyet, 6 Ağustos 1977.

-Milliyet, 20 Ağustos 1977.

-Milliyet, 18 Nisan 1978.

-Milliyet, 19 Nisan 1978.

-Milliyet, 22 Nisan 1978.

-Tercüman, 13 Nisan 1975.

-Tercüman, 4 Mayıs 1975.

-Tercüman, 28 Temmuz 1976.

-Tercüman, 14 Temmuz 1977.

-Yeni İstanbul, 3 Temmuz 1980.

Kitaplar ve Tezler

-AHMAD, Feroz: Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), Çev. Ahmet Fethi, Hil Yayın, İstanbul 1994.

-AHMAD, Feroz: Modern Türkiye’nin Oluşumu, Çev. Yavuz Alogan, Kaynak Yayınları, İstanbul 2020.

-AKINCI, Abdulvahap: ‘’Türkiye’nin Darbe Geleneği: 1960 ve 1971 Müdahaleleri’’, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, C.9, S.1, 2014.

-AKŞİN, Sina: Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi, İmaj Yayıınevi, Ankara 2004.

-KARPAT, Kemal: Osmanlı’dan Günümüze Asker ve Siyaset, Timal Yayınları, İstanbul 2010.

-KIRKPINAR, Dilek: ‘’12 Eylül Askeri Darbesi’nin Gençliğin Üzerindeki Etkileri’’, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir 2009.

-KOMŞUOĞLU, Ayşegül: Türkiye Siyasetinde Bir Lider: Süleyman Demirel, Bengi Yayınları, İstanbul

2008.

Yorum bırakın