
Muhammet Fatih Dur
Şiddet, şiddeti doğurur. Bu noktadan sonra kim mazlum, kim zalim sorusu değerini yitirir. Karşılıklıklılık masumluğun üstüne sis bulutu sermiştir. Duygusal pornogrofi, aklın önüne geçtiğinde olayları doğru değerlendiremeyiz. O yüzden olayın gerçekleştiği sırada mantıklı değerlendirmeler yapmak zor ve sıkıntılıdır. İsrail ve Filistin üzerine konuşmak sırf bu yüzden ateşten bir telde yürümek gibi.
Biz de İsrail ve Filistin savaşını sadece iletişim üzerinden değerlendirme arzusundayız. Başlamadan şunu demek gerekir ki iletişim anlık bir süreçtir.
İsrail ile Filistin arasında gerçekleşenler, biz diğerleri için bir sinema sahnesinden farklı gelmiyor ve bundan dolayı da aşırı duygusallığa sevk ediyor. Haliyle akılla düşünülmesi gereken şeyleri duygu ekseninde değerlendiriyoruz.
Hamas’ın İsrail’e gerilla saldırısından ardından, İsrail’de karşı saldırı başlattı. Tabii ki İsrail gözü dönmüş bir canavar ve imkanları çok geniş. Hamas’ın sonunu düşünen kahraman olamaz minvalindeki saldırısı ve elindeki “bilinen” tek kozun rehineler olması İsrail’in elini güçlendiren diğer bir durum. Filistin’in yanında yer alması beklenen ama açıktan İsrail ile çatışmaya girmek istememesi de Filistin’in elini zayıflatan bir durum. Filistin bu denklemde demokles’in kılıcının altında oturuyor. Dünya ne yazık ki her zaman masumun yanında durmuyor. Dünya böyle bir yer değil. Masum ile Zalim’in olduğu denklem bazen intikam duygusunun ağır basmasıyla güçsüz zalim ile güçlü zalime dönebiliyor.
Filistin topraklarında sükuneti sağlamanın iki yolu var: Biri bölgedeki manen Filistin’e yakın ülkelerin İsrail’e savaş ilan etmesi ve İsrail’i yenmesi. Diğeri de planlı programlı kamu diplomasisi yoluyla dünya kamuoyunda özellikle İsrail kamuoyunda çalışmalar yürütmek. Barışı sağlamanın yolunun silahtan değil kalemden geçeceğini ve bunun daha kalıcı olacağını düşünüyorum. Bunu en başta kabul etmemek bir kısır döngüden çıkmak istememeye delalet edecektir. Bir onlardan bir bunlardan kan dökülecek.. Barıştan değil, savaştan kâr çıkarmak isteyen lobiler barış süreçlerini her zaman manipüle etmiştir ve belki de bu yüzden Filistin bölgesine barış gelmiyordur.
“İsrail, Filistin topraklarını işgal etmiş ve sistematik zulüm uygulamıştır.” cümlesi doğru bağlamda efektif bir şekilde kullanılırsa dünya kamuoyunu Filistin’in yanında durması sağlanabilir. Ama kamu diplomasisinden uzak, silaha yakın duruş belki de Filistin meselesini çözülemez bir noktaya getirmiştir. Bunun sonucu olarak da Hamas gibi terör örgütlerinden sıyrılamayan bir dava diplomasi masasından zaten uzak durmuştur. Belki de bir kesime diplomasınin sadece noter ve banka arasında geçmediğini anlatmak lazım. Tabii ki FKÖ, kurulduğu andan beri diplomatik çalışmalar yürüterek, ulusal bağımsızlık hakları ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için uluslararası diplomatik ofisler açtı ve bu süreç az kalsın başarıya ulaşıyordu..
Davanın haklı olduğunu düşünüyorsan, bu davanı kalemle savunmalısın sivil yerleşim yerlerine terör saldırıları yaparak değil. Ki haklıyken haksız duruma düşme. Ağlamak ve mazlum olmak her zaman kolay bir yoldur. Bu yol seçilmiş gibi bir saldırı yap zalim İsrail sana kanlı dişleri ile saldırsın sonra… İsrail’i iç siyaseti ile ilişkiye girmek için en uygun zamanlardan biriydi. Netanyahu hükümeti çok yüksek sesle eleştiri, bitmeyen protestolar devam ederken Filistinli aktivistler İsrail’in her noktasında Filistin Topraklarına yapılan zulmün eziyetinin resmini çekmeliydi. Ev ev gezip öldürülüyoruz demeliydi.
İletişimcilerin, çok iyi bildiği bir kanun vardır. Algıyı yaratan nüvenin gerçek olup olmaması önemli değildir. Algıya inanılıp inanılmaması önemlidir. Algı söz konusu olduğunda gerçek ilk başta önemsiz bir detay. Olay sakinleştikten sonra gerçek ortaya çıksa bile zihnimize yerleşen algı kalıplarını kırmak çok zor. Bu bağlamda Hamas’ın saldırısından sonra dünya kamuoyunda gözüme çarpan birkaç haberi buraya yerleştirmek istiyorum.
Bu haber Saldırıya uğrayan bir İsrailliden aktarımla yazılmış. Bir kaç noktanın altını çizmek gerekiyor. “Bebeklerin dahil olduğu birçok aile öldürüldü.” “Cihat Makinesi” “Hayvanlar gibi”.
Bu haberi okuyan biri olduğunuzu düşünün demek istiyorum sadece. Kelimelerin yanyana geldiğinde oluşturduğu duyguyu anlamaya çalışın. Bu sebeple haklı davaların terör organizasyonları ile yan yana gelmesi o davaya algısal olarak büyük zarar veriyor ve karşı saldırılara meşruiyet sağlıyor.
İsrail’in Filistinlilere karşı davranışı kötü biliyoruz diyor yazar. Ama bir ama devreye giriyor. Tüm haklı mücadelenin üstünü çizen bir ama. Yine birkaç kavramı paranteze alalım. “Barış görüşmelerini sabote eden.”
“Sistematik bir şekilde öldürme.”
Bu pasajda ise asıl değinmek istediğim noktaya geliyoruz. Kısaca İsrail hükümetinin yaptıkları kabul edilemez ama önümüzde daha büyük kötülük var. Onu yok edelim sonra hükümete döneriz diyor. Bu döngüde sürekli bir devlet kendi şiddetini meşrulaştırıyor. Entelektüel olarak güçlü olan İsrailliler, bu meşruiyet fırsatlarını değerlendirmesine kızmamak lazım çünkü bu kozu onlara veren Hamas gibi gruplar. Bir örnek daha vermek gerekirse. Hamas Uluslararası fon yardımlarıyla Filistin’e yapılan altyapının sağlanması için döşenen borulardan nasıl roket yaptığını paylaşmış. Filistin’in altyapısından çalarak, Filistin halkına gelecek yardımların önünü kesebilecek bir çalışma gerçekleştiriyor. Bu durumu hangi sebeple olursa olsun masumlaştırmamak lazım.
Unutulmamalı ki İsrail devleti başarısını askerî gücüne borçlu değil. Güçlü bir orduya da sahip değil. Ekonomik, diplomatik ve kültürel gücü sayesinde uluslararası arenada güçlü durabiliyor. Bu sayede askeri hatalarınının üstüne örterken Hamas gibi gruplarda İsrail’in mağduru oynamasına sebep oluyor. “Hamas’a karşı İsrail’e desteği sebep gösterip önce ABD iki uçak gemisi ve beraberinde savaş gemileri yolladı, şimdi de Birleşik Krallık.”
İsrail devleti tırnak içerisinde Dijital Diplomasiyi derslere konu olacak şekilde iyi kullanan bir ülke. Bu gücün farkında ve etkin bir şekilde kullanıyor. Bu şekilde, kendi meşruiyet zeminini kendi yaratmış oluyor. Uluslararası kamuoyunu etkileme çabasına girişmiş oluyor. Örnek vermek gerekirse:
Bu örneklerden de anlayabileceğimiz gibi İsrail, Hamas’ın yaptıklarını ön plana çıkararak, Hamas’ın algısal kimliğini uluslararası arenada belirleme yoluna gitmiş. “Hamas teröristtir ve Filistin halkının çıkarlarını değil kendi çıkarlarını gözetmektedir. İçinde bulunduğumuz bu savaş sadece bizim değil hepimizindir çünkü sizin vatandaşlarınızı da kaçırdı.” cümlesini teknik açıdan muazzam videolar ve içeriklerle sunmaktadır. Hamas’ın algısal kimliğini İsrail bu şekilde düzenlemiştir.
Hamas’ın diğer terör örgütlerinden hiç bir farkı yok. O da diğerleri gibi temiz suları içilemez kılan mürekkep gibi.
Çeşitli diploması yöntemleri etkin olarak kullanılmalı. Bu yöntemler her zaman pahalı yöntemler içermez. Silahtan daha etkili olacağını düşündüğüm soft instagram ve tiktok içerikleridir. Filistinli kullanıcılarının günlük yaşamlarından kesitler sunarak, sivil halktan sivil halka bir gönül bağı kurulmalı.
Örnek vermek gerekirse şu içeriğin bir mermiden daha etkili olduğunu düşünüyorum. Öz cümle, Filistin hükümeti ile Filistin halkını ayrı tutmalıyız. Filistinliler, meseleyi çözümsüzlüğe iten yönetimler yüzünden girdabın içinde eziyet çekmeye devam ediyor. Saldırıdan önce iki devlet hükümetleri açısından siyasi duruma bakacak olursak. İsrail’deki protestolar ve mitingler zaten bilinen bir durumdu. Filistin Hükûmeti Adalet Bakanlığına bağlı Filistin Politika Analizi Ve Akademik Araştırma Merkezi’nin 2023 tarihli çalışmasına göre Gazzelilerin %72’si yönetim kurumlarında rüşvetin olduğuna inanırken yine Gazzelilerin %59’u Hamas’ı özgürce eleştirmenin mümkün olmadığını söylemiş. İki Devletli çözüme destek ise %28’den %32’ye çıkmış. Görülen o ki Filistin, Gazze ve İsrail yönetimlerinden halk memnun değilmiş. O yüzden bu çatışma iki hükümete de bir meşruiyet alanı oluşturmuş mudur?
Türkiye devleti, İsrail ve Filistin cephelerini iki devletli çözüm masasına davet etti. İki cephe Türkiye’nin hamiliğinde bir çözüm masasına oturmayı kabul etmeleri Ortadoğu’nun barışı için önemli bir adım. Haklı davalar, terör örgütleri ile kirlenmemeli.
https://www.washingtonpost.com/opinions/2023/10/11/netanyahu-populism-weakened-israeli-security/





Yorum bırakın