-Gerçek bir olaydan esinlenerek hikayeleştirilmiştir.-
“12 Şubat 2017, doğum dünüm, normalde hiç değer vermem bunlara ama insan bir tebrik, ufak bir kutlama falan bekliyor, en azından en yakınlarından. Normalde annem mesaj atardı her doğum günümde, yakın arkadaşlarım arardı öğlen saatlerinde ya da ne bileyim eşim söylerdi lafın arasında. Bugün sabah uyandığımda ben de farkında değildim doğum günüm olduğunun, kahvaltıdan sonra telefonumdan haberlere göz atarken farkettim tarihi. Ne eşimden ne de çocuklarımdan bir şey duymadım doğum günümle ilgili, annem de mesaj atmadı normalde sabah erkenden atardı.
Mesai başladıktan on dakika sonra ofise girdim, odama geçerken iş arkadaşlarımla klasik ‘günaydınlaşma’ seansımı yaptım, sekreterime de selam verip odama geçtim, işlerimle ilgilenmeye başladım. Yarım saat sonra sekreterim Eda, bir elinde ince belli bardakta çay diğerinde üstünde bir tane mum olan ufak bir kekle içeriye girip doğum günümü kutladı. Ailemden ve arkadaşlarımdan hiçbirinin hatırlamadığı bu günü Eda’nın hatırlaması önce garibime sonra hoşuma gitmişti, aramızda garip bir yakınlaşma hissetmiştim.
Mesai bitiminde Eda beni yemeğe davet edince teklifi reddedemedim, evdekilere de toplantım olduğunu geç geleceğimi söyledim. Sabah saatlerinde hissettiğim o değersizlik duygusu Eda’nın sayesinde kalkıyordu üstümden; o da eğleniyordu benimle vakit geçirirken, bunu hissedebiliyordum. Yemekten sonra beni eve çağırınca ben de kıramadım, sonuçta benim için önemli olan bir günde beni yalnız bırakmayan tek kişi oydu. Yukarıya, evine çıktığımızda Eda’nın hareketleri biraz garipleşti, bu zamana kadar davrandığından çok soğuk davranıyordu. Biraz bir şeyler içtikten sonra sıcakladığımı bahane ederek ceketimi çıkarttım, gömleğimin düğmelerini açtım, artık niyetimi belli ediyordum. Eda yatak odasına gideceğini söyleyerek yanımdan kalktı. Onun da benimle aynı niyette olduğunu düşünerek gömleğimi ve pantolonumu çıkarttım, Eda’nın odaya geri dönmesini bekledim.
Bir anda tüm evde elektrikler gitti, bir hareket oldu evin içinde. Işıklar yandığında elinde pastayla eşim, yanında çocuklarım, annem, babam, arkadaşlarım… Bu karede tek problem bendim, o gün olanların hepsi bunun için bir planmış. Herkes anlaşmış, ben ise olayı çok yanlış anlamıştım.
İşte hakim bey, tüm olay anlattığım gibi oldu. Eşimin, eski eşimin söylediği her şey doğru, tüm suçlamaları kabul ediyorum. O anki duygularımdan dolayı böyle davrandım, tüm ailemden ve arkadaşlarımdan bir daha burada özür diliyorum.”

Yavuz Sultan Selim





Yorum bırakın