*Birden Fanzin’in Düş Sayısı’nda yayınlanmıştır.*
Ressam: Evelyn De Morgan

Dünya ve insanoğlu yaratılmadan evvel, ırkım Tanrı tarafından hayal edilip yaratıldı. O’nun adını durmaksızın anmak ve O’na hizmet etmek için saf ışıktan yaratılmıştık. Sonra Tanrı cinleri, dumansız ateşten yarattı ve bir hayalini daha gerçekleştirmek için mükemmel tasarısını ve yüce kudretini kullanacaktı, yani hür ama sınırlı iradeleriyle kendisine kulluk yapacak yeni varlıklar yaratacaktı. Cinlerin ardından da bir müddet sonra, yaratılanların en şereflisi olan insanı, yani Adem’i yarattı. Adem’e eşyanın isimlerini öğretti ve onu biz meleklerden de üstün kıldı fakat İblis, Âdem yaratılırken ona secde etmeyi reddetti ve kibirli davrandı. Sonrasında ise Şeytan, Âdem ve eşi Havva’yı kandırarak cennetten kovulmalarına sebep oldu. Tanrı da Şeytan’ı sonsuza kadar lanetleyip cennetten dünyaya sürdü.
Âdem ve Havva affedilse de onlar da Dünya’ya sürüldüler, Tanrı’nın bilgeliği sonucu. Benim ise görevim tam da bu olaydan sonra başladı.
Ben kim miyim? Görevim mi ne? Bunu merak ettiğini biliyorum insanoğlu. Bir sürü adımla biliyorsun beni; Antik Yunan’da Hades, Antik Mısır’da Anubis, Japonya’da Şinigami. Ancak beni en çok semavi dinlerdeki Azrail olarak tanıyorsun. Evet, ben Tanrı’nın ölüm meleğiyim. Görevim can almaktır, doğru biliyorsun ancak bir eksik var: Ölüm anını kurgulayıp vuku bulmasını sağlayan da benim elbette ki Tanrı’nın izni ve emriyle.
Sizlerin ölüm dediği şey, hayal ettiğim sahnelerin öykülenmesinden sonra gerçekleşmesidir, başka bir şey değil. Tanrı’nın hayalleri olmasaydı hiçbir şey var olamazdı, benim görevim de bu olmasaydı ölüm de var olamazdı. Tanrı hayal ettiği için kâinat var, ölüm var.
Bir bakıma, evet, ben de bir öykü yazarıyım. Ölümlerin gerçekleşebilmesi için önce ölmesi gereken kişinin tüm hayatını okumam gerekir. Kâtip meleklerden gelen amel defterini *Levh-i Mutlak ve *Levh-i Muallak yardımıyla okurum. Bu işlemi tamamlayınca yaşadığı hayata göre ölecek olan kişi için adaletli bir ölüm hayal ederim ve Levh-i Mevt isimli defterime bu ölümü öykü şeklinde yazarım. Yanlış anlaşılmasın, cinayete kurban giden insanlar, savaşta ölenler sizin kibir ve açgözlülüğünüzün eser, ben görevimi yapmakla mükellefim. Katiller mi? Onlar cinayet işleyerek kendi vicdanlarına en büyük eziyeti ediyorlar zaten ve onların ölüm anlarını oldukça acı verici hale getiriyorum ki, kastettikleri canların adaleti sağlansın. Neyse, nerede kalmıştık? Böylelikle, yapılacak son şey de ölüm anını izleyip, ölüm vuku bulduktan sonra canı teslim almak olur böylece.
Sen, insanoğlu artık öldün ve bundan sonrası Tanrı’nın şaşmaz adaletine kaldı. Tanrı’nın hayallerinin yansıması olan bizler, sekmez bir şekilde O’nun tasarladığı şekilde hareket ediyoruz. Bu koca kâinatta hem hayal hem de gerçek olan tek şey varsa o da Tanrı’nın hayalleridir. Çünkü siz insanların hayallerinin gerçek olması, sürece ve koşullara bağlıdır. Ama Tanrı’nın öyle değil ve sebebi de oldukça bariz.
Artık gitme vaktin geldi insanoğlu! Tanrı bekletilmeyi sevmez …
DİPNOT
*Levh-i Mutlak: İslam inancında, kaderin kesinleşeceği bölümlerin yazıldığı Levh-i Mahfuz’un bir kısmıdır.
**Levh-i Muallak: İslam inancında, kaderin belirgin olmayan kısımlarının nasıl gerçekleşip sonuçlanacağının yazıldığı Levh-i Mahfuz’un diğer kısmıdır.
DÜŞKALEM





Yorum bırakın